ANASAYFA | DERNEK  | ENGLISH
Journal of Health and Nursing Management: 8 (1)
Cilt: 8  Sayı: 1 - 2021
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
Danışma Kurulu
Advisory Board

Sayfalar II - III

3.
İçindekiler
Contents

Sayfa IV

4.
Editörden
Editorial

Sayfa V

ARAŞTIRMA MAKALESI
5.
Hemşirelikte Mesleki Hazır Oluşluk Algısı Ölçeğinin Geliştirilmesi
Development of Nursing Professional Readiness Perception Scale
Merve Tarhan, Aytolan Yıldırım
doi: 10.5222/SHYD.2021.05025  Sayfalar 1 - 11
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma, son sınıf hemşirelik öğrencilerinin mesleki hazır oluşluk algılarının belirlenmesinde geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı geliştirilmesi amacıyla yapıldı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Metodolojik tasarımlı araştırma, Ocak-Mart 2018 tarihleri arasında İstanbul’da iki üniversitenin hemşirelik bölümündeki 362 son sınıf öğrencisiyle yapıldı. “Kişisel Özellikler Formu ve Hemşirelikte Mesleki Hazır Oluşluk Algısı Ölçeği” ile veriler toplandı. Veriler, tanımlayıcı
istatistikler, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi, Pearson korelasyon analizi, bağımlı gruplarda t-testi ve Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı ile değerlendirildi.
BULGULAR: Faktör analizinin uygulanabilirliği, madde analizi, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi sonucunda 38 madde ölçekten çıkarıldı. Ölçeğin uyum iyiliği istatistiklerinin 15 madde ve üç alt boyut ile kabul edilebilir/kusursuz uyum gösterdiği saptandı. Cronbach alfa iç tutarlılık
katsayısı,90 olarak belirlendi. Test-tekrar test puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan fark olmadığı (p>,05) ve anlamlı pozitif ilişkinin olduğu saptandı (r=,87; p<,001).

TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç: Ölçeğin geçerli ve güvenilir bir araç olduğu ve hemşirelik son sınıf öğrencilerinin mesleki hazır oluşluk algılarının belirlenmesinde kullanılabileceği sonucuna varıldı.
INTRODUCTION: The study was conducted to develop a valid and reliable measurement tool for determining perceptions of senior nursing students about their professional readiness.
METHODS: The methodological study was conducted between January-March 2018 with 362 senior nursing students studying in nursing departments of two universities in Istanbul. The item pool of the scale was created based on the relevant literature data. Personal Information Form and Nursing Professional Readiness Perception Scale were used to collect data. The data were evaluated by descriptive statistics, explanatory and confirmatory factor analysis, Pearson correlation analysis, t-test in dependent groups and Cronbach alpha coefficient.
RESULTS: As a result of feasibility factor analysis, item analysis, explanatory and confirmatory factor analysis, 38 items were removed from the scale. Goodness of fit statistics with 15 items and three subdimensions were found to be acceptable/excellent. Cronbach alpha coefficient
was determined as.90. Although statistically significant difference was not detected between the test and retest mean scores (p>.05) and a significant positive correlation was detected between them (r=.87; p<.001).
DISCUSSION AND CONCLUSION: It was concluded that the scale is a valid and reliable tool and can be used to determine the professional readiness perceptions of senior nursing students.

6.
Hemşirelik Öğrencilerinin Öz Yeterlilikleri ile Mesleki Güdülenmeleri Arasındaki İlişki
The Relationship Between Nursing Students’ Self-Efficiency and Vocational Motivation
Zeliha Cengiz, Züleyha Gürdap, Ela Karaca, Merve Acun
doi: 10.5222/SHYD.2021.24855  Sayfalar 12 - 20
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin öz yeterlilik düzeyleri ile mesleki güdülenme durumlarını belirleyerek, aralarındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tasarımdaki araştırma, bir kamu üniversitesinde 2019-2020 eğitim öğretim yılında öğrenim gören 406 lisans hemşirelik öğrencisiyle çevrim içi olarak yürütülmüştür. Veriler, “Tanıtıcı Bilgi Formu, Genel Öz Yeterlilik Ölçeği ve Güdülenme Kaynakları
ve Sorunları Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplarda t testi, Oneway ANOVA, korelasyon ve doğrusal regresyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin 255’i (%62,8) kadın, 123’ü (%30,3) 2.sınıf ve yaş ortalamaları 20,38±1,83 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin öz yeterlilik puan ortalamaları 60,49±10,15 ve mesleki güdülenme puan ortalamaları 84,93±11.94 olarak saptanmıştır. Öz
yeterlilik ölçeği toplam puan ortalamaları ile güdülenme ölçeği toplam puan ortalamaları ve içsel güdülenme alt boyutu arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Cinsiyet, öz yeterlilik ve mesleki güdülenme durumunu etkilemezken, son sınıf öğrencilerinin öz yeterlilik ve güdülenme toplam puanları ile olumsuz güdülenme alt boyutu puanları yüksek bulunmuştur (p<0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşirelik öğrencilerinin öz yeterlilik puan ortalamaları orta ve güdülenme puan ortalamaları yüksek olarak bulunmuştur. Öz yeterlilik düzeyi yüksek olan hemşirelik öğrencilerinin, güdülenme düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır Dördüncü sınıf
öğrencilerinin hem öz yeterlilik hem de güdülenme düzeylerinin diğer sınıflara göre yüksek olduğu belirlenmiştir.
INTRODUCTION: The study was conducted to determine the relationship between nursing students’ selfefficacy levels and their vocational motivation.
METHODS: This descriptive and correlational study was conducted online at a public university in the 2019-2020 academic year, with 406 undergraduate nursing students. Data were collected using the Introductory Information Form, the General Self-Efficacy Scale, and the Scale of Motivation Sources and Problems. Descriptive statistics, independent groups t test, One way ANOVA, correlation, and linear regression tests were used in the analysis of the data.
RESULTS: It was determined that 255 (62.8%) female students participated in the study including 123 (30.3%) 2nd grade students and the mean age of the study population was 20.38±1.83 years. Students’ self-efficacy, and professional motivation mean scores were determined as 60.49±10.15, and 84.93±11.94, respectively. A highly significant positive correlation was found between the total score averages of the self-efficacy, and motivation scales and the intrinsic motivation subdimension. While gender did not affect self-efficacy and professional motivation, the total scores of self-efficacy and motivation and negative motivation subdimension scores of senior students were found to be high (p<0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: Nursing students’ self-efficacy mean scores were found to be at a medium level and their motivation mean scores were relatively higher. It was found that nursing students with a high level of self-efficacy have higher levels of motivation. It was determined that self-efficacy
and motivation levels of fourth-grade students’ were higher than other grades.

7.
Hemşirelik Öğrencilerinde Kariyer Geleceği ile Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Algısı Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi
Determining the Relationship Between Career Future and Image Perception of Nursing Profession in Nursing Students
Sevim Şen, Sedef Özdilek, Elif Nazlı Öz
doi: 10.5222/SHYD.2021.62408  Sayfalar 21 - 30
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinde kariyer geleceği ile hemşirelik mesleğine yönelik imaj algısı arasındaki ilişkinin incelenmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tasarımda yapılmıştır. Hemşirelik bölümünde öğrenim gören ve araştırmaya katılmayı kabul eden 149 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri demografik ve kariyer planlamasına ilişkin soruları içeren “Bilgi Formu, Kariyer
Geleceği Ölçeği ve Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Veriler, tanımlayıcı istatistikler, Kruskal-Wallis testi, Bonferroni testi ve Pearson korelasyon testleri kullanılarak analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21,26±1,67 olup %94,63’ü kadın ve çoğunluğu Anadolu lisesi mezunudur. Öğrenci hemşirelerin kariyer geleceğine ilişkin algılarının düşük olduğu, hemşirelik imaj algılarının zayıf olduğu ve kariyer geleceği ile hemşirelik imaj algıları arasında pozitif yönde bir ilişki belirlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Öğrenci hemşirelerin kariyer geleceğine olumlu bakış açısı kazandırılmasının hemşirelik imajı algısına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
INTRODUCTION: The aim of this research is to examine the relationship between the future of career in nursing students and their image perceptions towards nursing profession.
METHODS: The sample of the descriptive and cross-sectional research consisted of 149 students who studied at the Nursing Department and agreed to participate in the study. The data of the research were collected using an Information Form containing questions about demographic
and career planning, Career Futures Inventory (CFI) and The Scale for The Image of Nursing Profession. Data were analyzed using descriptive statistics, Kruskal-Wallis test, Bonferroni test and Pearson correlation tests.
RESULTS: The average age of the students participating in the study is 21.26 ± 1.67, 94.63% are women and the majority of them are Anatolian High School graduates. A positive correlation was found between student nurses' perceptions about their career future, their nursing image perceptions were weak, and their career future and their nursing image perceptions.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The average age of the students participating in the study was 21.26 ± 1.67, while 94.63% of them were female students and the majority of them were Anatolian High School graduates. Weakly positive correlations were found among student nurses’ perceptions about
future of their career, their nursing image perceptions were weak, their career future and their nursing image perceptions.

8.
Yöneticilerin Etik Liderlik Davranışları ve Hemşirelerin Örgütsel Adalet Algıları
Ethical Leadership Behavior of Managers’ and Nurses’ Perceptions of Organizational Justice
Gözde Çitak, Burcu Bayrak Kahraman
doi: 10.5222/SHYD.2021.64326  Sayfalar 31 - 41
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, yönetici hemşirelerin etik liderlik davranışları ve hemşirelerin örgütsel adalet algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, bir üniversite hastanesinde görev yapmakta olan 177 hemşire ile yapılmıştır. Verilerin toplanmasında, sosyodemografik soru formu, “Etik Liderlik Ölçeği ve Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği” kullanılmıştır. Veriler, frekans-yüzde, aritmetik ortalama
ve standart sapma, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis-H testi ve Spearman Korelasyon analizleri ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Sorumlu hemşirelerin Etik Liderlik Ölçeği ve Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği ortalama puanlarının klinik hemşirelerine göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,05). Hemşirelerin her iki ölçekten aldıkları ortalama puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı orta
düzey pozitif bir ilişki bulunmuştur (r=0,645, p<0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmada hemşirelerin, yöneticilerinin etik liderlik davranışlarını orta düzeyde buldukları ve hemşirelerin örgütsel adalet algılarının orta düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
INTRODUCTION: The study was carried out in order to determine the ethical leadership behaviors of managers and the perceptions of nurses related to organizational justice.
METHODS: The universe of this descriptive research was composed of 177 nurses, who were working in a University Hospital. Data were collected through Sociodemographic question form, Ethical Leadership Scale and Organizational Justice Perception Scale. Data, frequency,
percentage, arithmetic mean and standard deviation were evaluated with Mann- Whitney U test, Kruskal -Wallis-H test and Spearman correlation analysis.
RESULTS: According to the results, the average scores of ethical leadership scale and Organizational Justice Perception Scale of the responsible nurses were significantly higher than the clinical nurses (p<0,05). There was a statistically significanty moderate and positive correlation between nurses’ average scores of Organizational Justice Perception Scale and Ethical Leadership Scale (r=0,645, p<0,05)
DISCUSSION AND CONCLUSION: In the study, it was concluded that the nurses found their managers ethical leadership behaviors at a medium level and that nurses’ perceptions of organizational justice are at a moderate level.

9.
Yönetici Hemşire Çalışma Ortamı Ölçeği’nin Türkçe’ye Uyarlanması
Turkish Adaptation Of The Nurse Manager Practice Environment Scale
Ayşe Tosun, Aytolan Yıldırım
doi: 10.5222/SHYD.2021.42650  Sayfalar 42 - 53
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma, “Yönetici Hemşire Çalışma Ortamı Ölçeği”ni Türkçeye uyarlamak amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma, metodolojik tasarımda yapılmış olup örneklemini Ankara il merkezinde bulunan beş kamu hastanesi, iki üniversite hastanesi, iki özel hastanede yönetici pozisyonunda görevli toplam 273 yönetici hemşireden, anketleri eksiksiz olarak dolduran 243 katılımcı (n: 243) oluşturmuştur. Araştırmanın verileri 10 sorudan oluşan bilgi formu ve “Yönetici Hemşire Çalışma Ortamı Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Eksiksiz yanıtlanan anketler istatistiksel değerlendirmeye alınarak, veriler; dil geçerliği, kapsam geçerliği, doğrulayıcı faktör analizi, Cronbach α katsayısı, madde toplam puan korelasyonu, test-tekrar test analizi ve Pearson momentler çarpımı ile test edilmiştir.
BULGULAR: Dil geçerliği sağlanan ölçeğin, kapsam geçerlik indeksi,935, Cronbach α güvenirlik katsayısı,96, madde toplam puan korelasyonları,49 ile,80 arasında, pozitif yönde ve güçlü düzeydedir. Test tekrar test tutarlılığı bağımlı gruplarda t testi (t═1,019 p>,05) ve pearson korelasyon analizi (r=,97, p<,01) ile değerlendirilmiş ve yüksek bulunmuştur. Doğrulayıcı faktör analizinde ölçeğin sekiz faktörlü yapısı iyi uyum sağlamıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmada, “Yönetici Hemşire Çalışma Ortamı Ölçeği”’ Türk toplumunda yönetici hemşireler için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak test edilmiştir. Sağlık bakım alanında yönetici hemşirelerin çalışma ortamlarını değerlendirme için bu ölçekten yararlanılabilir.
INTRODUCTION: The research was carried out in order to adapt the “Nurse Manager Practice Environment Scale “ to Turkish.
METHODS: The research was carried out in a methodological design and the sample consisted of 243 participants who completed the questionaires completely among 273 manager nurses in five public, two university, and two private hospitals in Ankara.
The data were collected by using a questionnaire containing 10 questions and “Nurse Manager Practice Environment Scale”. The questionnaires that were fully completed were statistically evaluated and tested regarding language validity, content validity, confirmatory factor analysis, Cronbach’s alpha coefficient, item total score correlation analysis, test-retest method and Pearson product moment correlation for validity and reliability.
RESULTS: The Content Validity Index of the scale that language validity provided is.935. Cronbach α reliability coefficient of the scale is.96. Strongly positive correlations were detected between item total scores of.49 and.80. Test-retest consistency was at a high level as assessed by t test in dependent groups (t═1.019 p>.05) and also by Pearson correlation analysis (r =.97, p<.01).
The eight-factor structure of the scale fit well to the confirmatory factor analysis.
DISCUSSION AND CONCLUSION: “Nurse Manager Practice Environment Scale” is a valid and reliable measurement tool for nurse managers in Turkish society. This scale can be used for evaluating the nurse manager practice environment in the field of health care.

10.
Hemşirelerin İş Doyumunun İncelenmesi
Investigation of Job Satisfaction of Nurses
Canan Eraydın, Ozlem Kardaş Kin, Sinem Andık, Uğur Türk
doi: 10.5222/SHYD.2021.83702  Sayfalar 54 - 64
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, üniversite ve devlet hastanesinde görev yapan hemşirelerin iş doyumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel araştırma tasarımında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini, il merkezinde bulunan bir üniversite ve devlet hastanesinde görev yapan 400 hemşire oluştururken, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden, 18-65 yaş arası, görevinde en az 1 yılı doldurmuş olan 220 hemşire oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu” ve “İş Doyumu Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde sürekli (nicel) değişkenler için tanımlayıcı istatistikler; “ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum” olarak, kategorik değişkenler sayı ve yüzde şeklinde verilmiştir. Bağımsız değişkenlere göre bağımlı değişkenin karşılaştırılmasında “Kruskal-Wallis” ve “Mann Whitney U” testleri yapılmıştır.

BULGULAR: Çalışmada, hemşirelerin iş doyumunun orta düzeyde olduğu görülmüştür (86,18 ± 21,73).
Üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin iş doyum ölçeği toplam puanı 89,77±22,05 iken, devlet hastanesinde çalışan hemşireleri iş doyum ölçeği toplam puanı 82,46±20,86 olarak bulunmuştur. Son 1 ayda 1-2 nöbet tutan ve hiç nöbet tutmayan hemşirelerin işletme politikası alt boyutu puan ortalamaları, ayda 5’ten fazla nöbet tutan hemşirelere göre yüksek bulunmuştur (p<0,05).

TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmada, hemşirelerin iş doyumu düzeyinin orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. İş doyumunu arttırmak için 5 yıl ve üzeri çalışan hemşirelerin haftalık çalışma sürelerinin iyileştirilmesine yönelik yeni planların yapılması, hemşirelerin çalışacağı birimle ilgili isteklerinin dikkate alınması, hemşirelikte bilimsel etkinliklere katılımın desteklenmesi yararlı olabilir.
INTRODUCTION: This descriptive study was carried out in order to determine the job satisfaction of the nurses working in the Application and Research Hospital and the State Hospital.

METHODS: The research was carried out in descriptive and cross-sectional research design.
The study population consisted of 400 nurses working in the Research Hospital and the State Hospital in Zonguldak Provincial Center between May 1, 2019 and June 30, 2019. The sample of 220 nurses, aged between 18-65 years, who accepted to participate in the study, and completed at least 1 year in their positions have been evaluated using research data collection tools of ”Personal Information Form” and “Job Satisfaction Scale”. Descriptive statistics were used for statistical analysis of continuous (quantitative) variables. Categorical variables were given as numbers, percentages, “mean (.± standard deviation), minimum and maximum values.
Kruskal-Wallis and Mann- Whitney U tests were used to compare the means of categorical data.

RESULTS: In this study, the level of job satisfaction of nurses was found to be at a medium level (86.18 ± 21.73). Mean overall Job Satisfaction Scale scores of the nurses working in a university and state hospital were found to be 89.77 ± 22.05, and 82.46 ± 20.86 points, respectively. Nurses who worked with a 24-hour shift 1-2 times or did not work with a 24-hour shift in last month had higher scores than others in subscale of business policy (p<0,05).

DISCUSSION AND CONCLUSION: In this study, it was determined that the job satisfaction level of the nurses was at a medium level. In order to increase job satisfaction, it may be beneficial to make new plans to improve the weekly working hours of nurses working for 5 years or more, to take into account the requests of the nurses about the unit they will work, and to support participation in scientific activities in nursing.

11.
Hemşirelik Öğrencilerinin Zaman Yönetimi Becerilerinin Belirlenmesi
Determination Of Nursing Students’ Time Management Skills
Ceylan Bıçkıcı, Serap Torun
doi: 10.5222/SHYD.2021.10327  Sayfalar 65 - 76
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin zaman yönetimi becerilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı tasarımda yapılan araştırmanın evrenini bir kamu üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesi hemşirelik bölümünde öğrenim gören 914 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmada örneklem seçimine gidilmeyerek, katılımda istekli olan tüm öğrenciler çalışmaya alınmış ve 593 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırmada, araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ile Britton ve Tesser tarafından 1991’de beşli likert tarzda geliştirilen “Zaman Yönetimi Envanteri” kullanılmıştır. Verilerin değerlendirmesinde Mann Whitney U, Kruskal Wallis, Bonferroni testleri ve Post Hoc analizi yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin zaman yönetimi ölçeği puan ortalamalarının yüksek düzeyde olduğu; cinsiyet, yaş, çalışma durumu, okudukları sınıf düzeyi, barınma yeri ve ekonomik durumu değişkenleri ile ölçek boyutları arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler
olduğu saptanmıştır (p<0,05). Ayrıca, öğrencilerin okudukları lise türü, yaşadıkları yer ve aile tipleri değişkenleri ile ölçek puanları arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılıklar olmadığı bulunmuştur.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmanın sonucunda 21 yaş ve üzerinde olan, son sınıfta okuyan, ailesiyle yaşayan öğrencilerin zamanı daha iyi yönettikleri sonucuna varılmıştır. Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre zaman harcattırıcılardan daha fazla kaçındıkları belirlenmiştir. Ayrıca, hemşirelik öğrencilerinin zaman yönetimi becerilerinin yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır.
INTRODUCTION: This study was carried out to determine the time management skills of nursing students.
METHODS: The population of the descriptive study consisted of 914 students studying at the faculty of health sciences nursing department of a public university. All students who were willing to participate were included in the study and 593 students formed the sample of the
study. In the study, the personal information form prepared by the researcher and the “Time Management Inventory” developed by Britton and Tesser in 1991 in a five-point Likert style were used. Mann -Whitney U, Kruskal -Wallis, Bonferroni tests and post-hoc analysis were used to evaluate the data.
RESULTS: It was found that the time management scale scores of the students participating in the study were high and there were statistically significant relationships between the variables of gender, age, working status, class level, accommodation and economic status and scale dimensions (p<0.05). In addition, it was found that there were no statistically significant differences between the variables of the high school type in which the students studied, their place of residence, family types, and the scale scores.

DISCUSSION AND CONCLUSION: As a result of the study, it was concluded that students aged 21 and over, studying in their last year of education and living with their families had managed their time better. It has been determined that female students avoided spending extra time more than male students. In addition, it was found that nursing students’ time management skills are at a high level.

12.
X ve Y Kuşağındaki Ebelerin Mesleki Aidiyetlerinin Karşılaştırılması
Comparing The Professional Commitment of Midwives from X and Y Generations
Mehtap Gümüşdaş, Merve Lazoğlu, Serap Ejder Apay
doi: 10.5222/SHYD.2021.52385  Sayfalar 77 - 85
GİRİŞ ve AMAÇ: Amaç: Bu çalışma, X ve Y kuşağındaki ebelerin mesleki bağlılıklarını karşılaştırılmak amacı ile yapılmıştır.
Yöntem: Araştırma, Doğu Anadolu’da bulunan iki ildeki ebeler ile Eylül-Kasım 2019 tarihleri arasında
tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Araştırma evrenini, ilgili ilde belirtilen tarihlerde çalışan X ve Y kuşağındaki
ebeler oluşturmuştur. Örneklemini ise araştırmaya katılmayı kabul eden X ve Y kuşağındaki
ebeler oluşturmuştur. Araştırma verileri her ilde ayrı 7-8 anketör ve araştırmacılar tarafından toplanmıştır.
Araştırma verileri toplanmadan önce etik kurul izni ve ebelere açıklama yapılarak sözel onamları
alınmıştır. Araştırma verileri, “Kişisel Bilgi Formu ve Ebelik Aidiyet Ölçeği (EAÖ)” ile toplanmıştır.
Bulgular: X kuşağı ebelerin lisans mezunu oranı %42,9, Y kuşağı ebelerin lisans mezunu oranı
%81,2 olduğu belirlenmiştir. X kuşağı ebelerin mesleği isteyerek seçme durumu %80,4, Y kuşağı
ebelerde ise mesleği isteyerek seçme durumu %82,7 olarak bulunmuştur. Araştırmaya alınan X
kuşağı ebelerin, mesleki gelişme ve olanakları alt boyut puan ortalaması 18,1±3,44, Y kuşağının
ise 19,49±3,72 olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p=0,006).
Meslekte görev ve yetki sınırı alt boyut puan ortalaması X kuşağında 10,90±3,96, Y kuşağında ise
11,99±3,31 olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p=0,001). X ve Y
kuşağındaki katılımcıların ölçek toplam puan ortalaması arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı saptanmıştır (p>0,05).
Sonuç: Araştırma sonucunda, mesleki gelişme ve olanakları değerlendirme ile meslekte görev yetki
sınırlılıklarına ait bağlılık duygusunun Y kuşağında daha yüksek olduğu bulunmuştur
YÖNTEM ve GEREÇLER:
BULGULAR:
TARTIŞMA ve SONUÇ:
INTRODUCTION: Aim: This study was conducted to compare the professional commitment of the midwives from the
X and Y generations.
Method: This research with descriptive design was carried out among midwives in two cities in the
Eastern Anatolia in September and November 2019. The study population consisted of the midwives
from the X and Y generations, working in the relevant hospitals between the aforementioned
dates, and agreed to participate in the study voluntarily. The data of the study were collected by
7-8 interviewers and researchers in each province. The data were collected using the Personal
Information Form and the Midwifery Belonging Scale (MBS). Before collecting the study data, an
ethics committee approval was obtained and once the midwives were informed, their verbal consent
was obtained.
Results: Based on comparison of the midwives’ descriptive characteristics, it was determined that
42,9% of the midwives from the X generation and 81,2% of the midwives from the Y generation
had a bachelor’s degree. It was found that 8.4% of the midwives from the X generation and 82.7%
of the midwives from the Y generation chose their profession willingly. It was determined that the
mean scores of professional developments and opportunities subscale of the midwives from the X
and Y generations who were included in the study were 18.61±3.44 and 19.49±3.72, respectively
and the difference between them was statistically significant (p=0.006). It was determined that the
mean scores of professional task and authority limitations subscale of the midwives from the X and
Y generations were 10.90±3.96 and 11.99±3.31, respectively and the difference between them was
statistically significant (p=0.001). It was found that the difference between the total mean score of
the MBS was not statistically significant between the groups in the X and Y generations(p>0,05).
Conclusion: According to the results of the research, it was observed that the sense of commitment
was higher in the generation Y.
METHODS:
RESULTS:
DISCUSSION AND CONCLUSION:

13.
Hemşirelerin Tıbbi Hatalara İlişkin Tutumlarının Değerlendirilmesi
Evaluation of Nurses’ Attitudes Toward Medical Errors
Ebru Önler, Tülin Yıldız, Esra Aktaş Kılıç
doi: 10.5222/SHYD.2021.99815  Sayfalar 86 - 93
Amaç: Bu araştırma, hemşirelerin tıbbi hatalara ilişkin tutumlarını değerlendirmek amacıyla
gerçekleştirildi.
Yöntem: Araştırmanın verileri, bir üniversite hastanesinde görevli 149 hemşireden, Güleç ve
Seren İntepeler (2013) tarafından geliştirilen Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği ve literatür doğrultusunda
hazırlanan çalışan bilgi formu kullanılarak toplandı.
Bulgular: Hemşirelerin genellikle tıbbi hatalara ilişkin olumlu tutumlarının olduğu, yoğun bakım
hemşirelerin hatalara ilişkin servis hemşirelerinden daha olumlu tutumları olduğu bulundu.
Hatalara neden olan faktörler, hasta sayısının fazla olması, çalışan sayısının az olması, iş
yükününün fazla olması, bilgi ve deneyim eksikliği olarak belirlendi. Hemşirelerin çoğunluğu,
hataların rapor edilmesinin hata sayısını azalttığına inanırken, çoğu sorumlu oldukları hataları
bildirmekten kaçınmaktadır.
Sonuç: Bu araştırmanın sonuçları, hemşire yöneticileri ve liderlerinin hemşirelerin tıbbi hatalara
ilişkin tutumlarını daha kapsamlı bir şekilde anlamaları, onları desteklemeleri ve çalışma
ortamlarını geliştirmeleri açısından yararlı olabilir.
Aim: This study was realized with the aim to evaluate nurses’ attitudes toward medical errors.
Method: Data were collected from 149 nurses in a university hospital in Turkey, using the Scale
of Attitudes toward Medical Errors developed by Güleç and Seren Intepeler (2013) and a staff
information form prepared in line with the literature data.
Results: Nurses’ attitudes toward errors were generally positive, and intensive care unit (ICU)
nurses were found to have more positive attitudes toward errors than ward nurses. The factors
that caused medical errors included an increasing number of patients per shift, a workforce
shortage, an intensifying workload, and lack of knowledge and experience. While the majority
of the nurses believed that reporting errors decreased the number of errors, most of them
refrained from reporting errors for which they were responsible.
Conclusion: The results may be useful for nurse managers and leaders to reach a more
comprehensive understanding of nurses’ attitudes toward medical errors and to encourage
them to support their staff and improving their working environment.

14.
Hemşirelerin Periferik Venöz Katetere Bağlı Komplikasyonların Önlenmesine Yönelik Kanıt Temelli Uygulamaları Kullanma Durumlarının Belirlenmesi
Evidence-Based Examples of Nurses’ Prevention of Peripheral Venous Catheter-Related Complications
Dilek Cukurlu, Selma Atay
doi: 10.5222/SHYD.2021.97820  Sayfalar 94 - 103
Amaç: Bu çalışmada, hemşirelerin periferik venöz katetere (PVK) bağlı yan etkilerin/komplikasyonların
önlenmesine ilişkin kanıta dayalı uygulamaları kullanma durumlarının incelenmesi
amaçlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırma, Türkiye’nin batısında bir devlet hastanesinin dahili, cerrahi
ve yoğun bakım birimlerinde Mart-Haziran 2016 tarih aralığında yapılmıştır. Araştırmanın
örneklemini araştırmaya katılmaya gönüllü 230 hemşire oluşturmuştur. Veriler, literatür doğrultusunda
oluşturulmuş form kullanılarak toplanmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %75,7’si birimlerinde PVK bölgesinin bir değerlendirme
formuna göre izlenmediğini belirtmiştir. PVK uygulamasına ilişkin sorulara verilen
yanıtlarda ise hemşirelerin %55,2’si PVK uygulamalarında poliüretan malzemeden yapılmış
kateter kullanılmasının komplikasyon riskini düşürdüğünü, %87’si yetişkinlerde üst extremite
venlerinin kullanılması gerektiğini, %41,7’si PVK uygulaması öncesinde ellerin su ve sabunla
yıkanmasının yeterli olduğunu belirtmiştir. Ayrıca hemşirelerin, %64,3’ü PVK işlemi süresince
daima aseptik teknik kullanılması gerektiğini, %44,3’ü katater giriş bölgesinin temizliği/asepsisinin
sağlanmasında %70 alkol kullanılmasını, %50’si PVK bölgesinde pansuman değişiminin
kirlilik ve gevşeklik vb. gözlendiğinde yapılmasını, %41,3’ü PVK’lerin rutin olarak 49-71 saatte
değiştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre, PVK’ye bağlı komplikasyonları önlemeye yönelik kanıta
dayalı uygulama kılavuzlarının geliştirilmesi ve bunlara ilişkin hizmet içi eğitimlerin verilmesi
önerilebilir.
Aim: This study was carried out to determine the nurses’ use of evidence-based applications for
the prevention of complications related to peripheral venous catheter (PVC) placement.
Method: The study was conducted as a descriptive study between March -June 2016 at the
medical, and surgical wards, and intensive care units of state hospital in the western part of
Turkey. Hundred and thirty nurses who agreed to participate in the study constituted the sample
size of the study. Data were collected using the forms prepared in accordance with the literature
data.
Results: This study has shown that 75.7% of the nurses participated in the study emphasized
that any form was not used in the evaluation of the PVC in their clinics. According to the responses
of the nurses to the questions about the application of PVC; 55.2% of PVC applications were
realized using polyurethane material to reduce the risk of complication, upper extremity veins
were preferred by 87% of adults, and 41.7% of the participants washed their hands with soap
and water before PVC placement. In addition, 64.3% of the nurses stated that aseptic technique
should always be used during the PVC placement, while 70% alcohol was used by 44.3% of
them to provide the cleaning / asepsis of the catheter entry site. Half of the participants (50%)
emphasized dressing change on PVC entry site to prevent pollution and looseness and so on.
Besides 41.3% of them emphasized that PVCs should be changed routinely in 49-71 hours.
Conclusion: Evidence-based applications to prevent complications associated with PVC were
implemented according to the research results.

DERLEME
15.
Bir İhmal Hatası: Karşılanmayan Hemşirelik Bakımı
An Omission Error: Missed Nursing Care
Gülcan Taşkıran Eskici, Ülkü Baykal
doi: 10.5222/SHYD.2021.28190  Sayfalar 104 - 110
Karşılanmayan hemşirelik bakımı konusu son yıllarda alan yazında giderek artan bir ilgi ile
araştırılmaktadır. Çalışmalarda, karşılanmayan hemşirelik bakımının sıklığına, nedenlerine, ilişkili
etmenlere ve sonuçlarına odaklanılmıştır. Dünyanın pek çok bölgesinde yürütülen araştırma
sonuçlarında, gerekli hemşirelik bakımının çeşitli nedenlerden dolayı ihmal edildiği gösterilmektedir.
Bu durum karşılanmayan hemşirelik bakımının küresel ölçekte bir sorun oluşturduğunu
gösterirken, aynı zamanda dünya genelinde araştırmacıların bu konu üzerinde yoğunlaşmasına
da yol açmaktadır. Ancak, Türkiye’de karşılanmayan hemşirelik bakımını konu alan yalnızca
iki araştırma makalesine rastlanmış olup bu konuda daha fazla araştırmaya ve kanıta
gereksinim duyulmaktadır. Dolayısıyla bu derlemede, hemşirelerin ve yönetici hemşirelerin bu
konudaki farkındalıklarının sağlanması ve ulusal yazına katkıda bulunulması amaçlanmıştır.
Missed nursing care is being explored with an increasing interest in the literature in recent
years. Studies have focused on the frequency, reasons, associated factors, predicting factors
and consequences of missed nursing care. The results of research conducted in many regions
of the world show that the necessary nursing care is missed for various reasons. While this
fact shows that missed nursing care is a global problem, it also attracts researchers around the
world to focus on this issue. However, there are only two research articles investigating missed
nursing care in Turkey, so further research and evidence are needed on this subject. Therefore,
in this review, it was aimed to raise awareness of nurses and executive nurses on this issue and
to contribute to the national literature.

16.
Sağlık Çalışanlarının Farklılıklara Yönelik Tutumları Bağlamında Farklılıkların Yönetimi
Management of Diversities in The Context of Healthcare Professionals’ Attitudes Towards Diversities
Hanife Çakır, Arzu Kader Harmanci Seren
doi: 10.5222/SHYD.2021.76598  Sayfalar 111 - 117
Dünyada farklı kültürlere sahip, farklı etnik kökenlerden, farklı coğrafyalardan gelen ve farklı dilleri
konuşan insanlar giderek daha fazla bir arada yaşamaktadır. Yaşanan bu değişim, yönetim
uygulamalarında da karşılığını bulmakta ve bilimsel yazınlarda farklılıkların yönetimine ilişkin
yaklaşımlara daha fazla yer verilmektedir. Bu çalışmada, var olan ulusal ve uluslararası bilimsel
yazınlar ışığında sağlık meslek üyelerinin farklılıklara karşı tutumlarının ve bu tutumları etkileyen
etmenlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu konu alanında bilimsel yazın eksikliği dikkate
alınarak yapılan bu çalışmada, derlenen verilerin hemşirelik alanında farklılıkların yönetimine
ilişkin uygulamalarda yararlı olması amaç edinilmiştir. Çalışmanın özellikle yönetici hemşirelere
farklılıklara karşı mesleki bir bakış açısı ve yönetimde değişen bakış açılarına ilişkin farkındalık
kazandırması hedeflenmiştir.
People belonging to different cultures, ethnic origins, geographic regions, speak different
languages and live together more and more in the world. This change has also found its
counterpart in management practices, and diversity management approaches have begun to
be included in the literature. In the light of the existing national and international literature,
the study aimed to examine health professionals’ attitudes towards diversities and the factors
affecting their attitudes. Considering the lack of literature in this field, the data compiled in this
study are aimed to be useful in practices related to the management of diversities in the field
of nursing. The study aims to provide a professional perspective on diversity and awareness of
changing management paradigms for the manager nurses.

17.
Türkiye ve Bulgaristan’ın Sağlık Sistemlerinin Karşılaştırılması
Comparison of Turkey and Bulgaria’s Health Systems
Rujnan Tuna
doi: 10.5222/SHYD.2021.66487  Sayfalar 118 - 124
Sağlık sistemi, sağlığı geliştirmek amacına yönelik her türlü hizmeti barındıran girdi, süreç, çıktı
ve sonuç bileşenlerinden oluşan bir bütündür. Günümüzde ülkeler sağlık sistemlerinin etkinliği
sürdürürken, sağlık harcamalarını da kontrol edebilmek için farklı sağlık sistemleri geliştirmişlerdir.
Bu çalışmada, Türkiye ve Bulgaristan’ın sağlık sistemlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Çalışmada; Türkiye’nin nüfus yapısının Bulgaristan’a göre çok daha genç olduğu belirlenmiş
olmakla birlikte, Türkiye’deki hastane sayısının daha fazla olmasına karşın kişi başına düşen
hastane yatak sayısı ve sağlık çalışanı oranının Bulgaristan’a oranla daha düşük olduğu saptanmıştır.
Türkiye’de sağlık hizmetinin devlet güvencesi kapsamında tüm vatandaşlara ulaştırılması
amaçlanmış iken Bulgaristan’da bireysel sağlık sözleşmeleri ile düşük gelirli vatandaşların
kapsam dışı bırakıldığı görülmüştür. Ayrıca, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin sunumu devlet sorumluluğunda
yürütülürken, Bulgaristan’da sağlık hizmetinin devlet sorumluluğundan çok bireylerin
ödediği bireysel primler ile satın alındığı belirlenmiştir.
The health system as a whole consists of inputs, processes, outputs and result elements that
are contained within all kinds of services in order to improve health. Today, countries have
developed different health systems in order to control the health expenditures while maintaining
the effectiveness of health systems. The aim of this study was to compare the infrastructure
of health systems in Turkey and Bulgaria. Population of Bulgaria is much younger compared
to Turkey’s population. However, although higher number of hospitals are located in Turkey;
the number of hospital beds per person and the proportion of healthcare workers are lower
than that of Bulgaria. It was also observed that the aim is to ensure a state guarantee to all
citizens within the scope of health services in Turkey. However, in Bulgaria, it was observed that
low income citizens were excluded from these services by individual health contracts. While
the provision of health services in Turkey is carried out under state responsibility, in Bulgaria
provision of health services is not under state responsibility but these services are purchased
with premiums paid by individuals.

18.
Hemşirelerde Zaman Yönetiminin Önemi
The Importance of Time Management in Nursing
Naile Boduç, Ülkü Baykal
doi: 10.5222/SHYD.2021.40316  Sayfalar 125 - 131
Zaman eşsiz, kıt ve sonlu bir kaynak olup ne yapılırsa yapılsın daha fazlasına sahip
olunamamakta ve kullanıldığında yeri doldurulamamaktadır. Zaman insan yaşamı için büyük
önem taşımakta ve bu nedenle etkili kullanımı iş ve özel yaşamın dengelenmesi açısından
kaçınılmaz bir zorunluluk olmaktadır. Sahip olunan zamanı en uygun ve etkili şekilde kullanmak
anlamına gelen zaman yönetimi, bireyin zamanını yapması gereken belirli işlevler arasında
nasıl böleceğini planlaması ve düzenlemesi olarak ele alınmaktadır. Hemşirelerin zamanlarını
iyi yönetmesi ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü hemşireler tarafından boşa harcanan zaman,
hastaya ayrılması gereken ancak onunla geçirilmeyen zaman olup, bakımın kalitesini doğrudan
olumsuz yönde etkilemektedir. Hemşirelerde zamanın etkili yönetimi, yönetim yeteneklerinin
iyileştirilmesine, insan kaynaklarının korunmasına, gerilimin azalmasına ve sonuç olarak
iş doyumunun ve psikolojik sağlığın artmasına yol açmaktadır. Sağlık hizmetlerinin kaliteli
sunulabilmesi için hemşirelerin, zaman yönetimi becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Bu
derlemede, zaman ve zaman yönetimi kavramına, önemine, zamanı etkili kullanma yöntemleri
ve yararlarına, zamanın kötü kullanılmasına neden olan etmenlere değinilerek, hemşirelerin
zaman yönetimi konusunda bilinçlenmelerine katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Time is a unique, scarce and finite source, no matter what is done, it cannot be brought back
any more and it cannot be replaced when used. Time has a great importance for human life,
so its effective use is an inevitable necessity in terms of balancing work with private life. Time
management, which means using the owned time optimally and effectively is considered as
planning and organizing how to divide an individual’s time between specific activities that should
be done. It is particularly important for nurses to manage their time effectively. Because the time
wasted by nurses is the time required to be allocated for the patient but not the time spent with
themselves which affects the quality of healthcare negatively. Effective time management in
nursing leads to improvement of managerial talents, protection of human resources, reduction
of stress and eventually, increases job satisfaction and improves mental health. Nurses need to
improve their time management skills in order to provide health care services with high quality.
The aim of this review is to contribute to raise awareness of time management in nurses, by
mentioning about the concept and importance of time and time management, methods and
advantages of using the time effectively and factors causing improper use of time.

19.
Hemşirelerin Medyayı Kullanmaları: Yeni Koronavirüs Hastalığı Örneği
Using Media by Nurses: A Case of Novel Coronavirus Disease
Abdulsamed Kaya, Arzu Kader Harmancı Seren
doi: 10.5222/SHYD.2021.68553  Sayfalar 132 - 138
Kitle iletişim araçlarını anlatmak için kullanılan medya, topluma ilişkin mesajların ve bilgilerin
aktarılmasını sağlamaktadır. Yapılan araştırmalara göre medya, kamu çıkarları ve politikalar
konularında kitleleri etkilemede önemli bir güce sahiptir. Hemşireler, bireysel veya mesleki kuruluşlar
aracılığıyla medyayı öncelikli olarak ele alarak, mesleğin medyadaki imajını ve mesleği
etkileyen politika sorunlarını ortaya koymada etkili olabilirler. Hemşirelik araştırmalarını kamuoyuna
sunmaya ve medyayı bu amaçla kullanmaya yönelik daha tutarlı bir yaklaşım, halkın
hemşireliği olduğu gibi algılamasını sağlayacak ve araştırma kullanımını destekleyecektir. Bu
derlemede, hemşirelerin medya aracılığıyla neler yapabileceği konusunda temel bilgiler verilmeye
çalışılmış ve 2019 yılı sonunda Çin’in Wuhan kentinde Mart 2020’de de Türkiye’de ilk kez
ortaya çıkan yeni Koronavirüs hastalığı sürecinde medyada yer alan hemşirelikle ilgili eylemler
incelenmiştir.
The term “media” used to explain the mass media provides the transmission of messages and
information regarding the society. According to the researches, media has an important power
in influencing the masses in terms of public interests and policies. By addressing the media as a
priority, through individual or professional organizations, nurses can be effective in exposing the
profession’s image in the media and policy issues affecting the profession. A more consistent
approach to presenting nursing research to the public and using the media for this purpose will
enable the public to perceive nursing as it is and support the use of research. In this review,
basic knowledge tried to be provided by the nurses about what to do through the media and,
the actions taken in the media related to the novel coronavirus disease which emerged first
at the end of 2019 in Wuhan Province of China and in March 2020 in Turkey, were examined.



 

LookUs & Online Makale