ANASAYFA | DERNEK  | ENGLISH
Journal of Health and Nursing Management: 8 (2)
Cilt: 8  Sayı: 2 - 2021
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
Danışma Kurulu
Advisory Board

Sayfalar II - III

3.
İçindekiler
Contents

Sayfa IV

4.
Editörden
Editorial

Sayfa V

ARAŞTIRMA MAKALESI
5.
Hemşirelerin Bireysel, Mesleki ve Çalışma Ortamı Özelliklerinin Bakım Kalitesi Algılarına Etkisi
The Effect of Nurses’ Individual, Professional and Work Environment Characteristics on Their Perception of Quality of Nursing Care
Nilgün Göktepe, Emine Türkmen, İbrahim Fener, Begüm Yalçın, Seda Sarıköse
doi: 10.5222/SHYD.2021.54366  Sayfalar 139 - 147
Amaç: Bu çalışmanın amacı, hemşirelerin bireysel, mesleki ve çalışma ortamı özelliklerinin bakım kalitesi
algılarına etkisini incelemektir.
Yöntem: Bu kesitsel çalışma, 400 hemşirenin çalıştığı bir üniversite hastanesinde, en az bir yıldır bu
hastanede çalışan ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan 154 hemşire ile gerçekleştirilmiştir. Veriler,
üç bölümden oluşan çevrim içi anket ile toplanmıştır. Anket, hemşirelerin bireysel, mesleki ve iş ortamı
özellikleri ile bakım kalitesinden doyumunu belirlemeye yönelik sorular ve “Hemşirelik İş İndeksi-Hemşirelik
Çalışma Ortamını Değerlendirme Ölçeği”nden oluşmuştur. Veri analizinde tanımlayıcı istatistikler ve lojistik
regresyon analizi kullanılmıştır.
Bulgular: Hemşireler, hasta bakım kalitesini 7,53±1,85 (0-10 üzerinden) olarak değerlendirmiştir. Hemşirelik
çalışma ortamı ölçeği puanı ortalaması 2,77±0,54 olarak bulunmuştur. Lojistik regresyon analizinde,
hemşirelerin bakım kalitesi algısının “hemşirelik çalışma ortamına ilişkin bakım için gerekli kaynakların
sağlanması, yetkinlik düzeyi, insan gücü ve diğer kaynakların yeterliliği, mesleki deneyim süresi ve
hemşirelerin yönetime katılması ve temsil gücü”nden etkilendiği saptanmıştır (Nagelkerke R2=%58, p<,05).
Sonuç: Hemşirelerin bakım kalitesi algısı, hastanede oluşturulan hemşirelik çalışma ortamı özelliklerinin
yanı sıra kendilerini yetkin bulmaları ve deneyim süreleri ile yakından ilişkilidir. Yönetici hemşirelerin,
çalışma ortamında yeterli insani ve diğer kaynakları sağlamasının yanı sıra yönetime katılımı desteklemesi,
çalışanların yetkinliklerini geliştirmelerine fırsat sağlaması bakım kalitesinin artmasına katkı sağlayacaktır.
Aim: The aim of this study is to examine the effect of nurses’ individual, professional and work environment
characteristics on their perceptions of quality of care.
Method: This cross-sectional study was conducted in a university hospital where 400 nurses were
employed, and conducted with 154 nurses who have been working in this hospital for at least one year and
volunteered to participate in the study. The data were collected with an online questionnaire consisting of
three parts. The survey form contained questions about the personal, professional characteristics, and
workplace environment of the nurses, and their satisfaction levels about their perceptions of quality of
nursing care, the Practice Environment Scale of the Nursing Work Index. Descriptive statistics and logistic
regression analysis were used in data analysis.
Results: Nurses rated their perceptions of quality of nursing care (mean score: 7.53±1.85; range: 0-10).
The mean score of nursing work environment scale was 2.77±0.54. In the logistic regression analysis, it
was determined that nurses’ perception of quality of nursing care was affected by “provision of necessary
funding sources for quality of nursing care, competency level, staffing and resource adequacy total
professional experience, nurse participation in hospital affairs (Nagelkerke R2=58%, p<.05).
Conclusion: The nurses’ perception of the quality of care is closely related with nursing work environment
in the hospital, their perceived self-competence and duration of their professional experience. Support
provided by the managers about participation in management processes, providing opportunities for
employees to develop their competencies, as well as providing adequate human and other resources in the
working environment, will contribute and increase the quality of care.

6.
Hemşirelerin Örgütsel Sinizm ve Örgütsel Bağlılık Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi*
Examining the Relationship Between Organizational Cynicism and Organizational Commitment Levels of Nurses
Emel Şeker, Serap Torun
doi: 10.5222/SHYD.2021.50103  Sayfalar 148 - 159
Amaç: Bu araştırma, hemşirelerin örgütsel sinizm ile örgütsel bağlılık düzeyleri arasındaki ilişkinin
belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tasarımda gerçekleştirilen çalışmada, veri toplama aracı olarak
“Kişisel Bilgi Formu, Örgütsel Sinizm ölçeği ve Örgütsel Bağlılık Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma,
araştırmacı tarafından devlet hastanelerinde çalışan 280 hemşireye anket uygulanarak yürütülmüştür.
Veriler SPSS 23.0 paket programı kullanılarak, bağımsız student t-testi, One-Way ANOVA, Mann
Whitney U, Kruskal Wallis, Pearson ve Spearman korelasyon testleriyle analiz edilmiştir.
Bulgular: Hemşirelerin kendilerini iş yerinde rahat hissetme, çalışılan birim ve kendilerini iş yerine
ait hissetme değişkenleriyle yapılan karşılaştırmalarda anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir
(p<,05). Örgütsel Sinizm Ölçeği toplam puan ortalaması 37,98±10,71, Örgütsel Bağlılık Ölçeği’nin ise
52,60±8,40 olduğu saptanmıştır. Örgütsel sinizm ölçek toplamıyla örgütsel bağlılık ölçeği duygusal,
devam ve normatif bağlılık arasında olumlu yönde zayıf ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Sonuç: Çalışmanın sonucunda; iş yerinde kendini rahat ve kendini iş yerine ait hisseden hemşirelerin
daha düşük, yoğun bakımda çalışan hemşirelerin daha yüksek örgütsel sinizm düzeyine sahip
oldukları saptanmıştır. Ameliyathanede çalışan, kendini iş yerinde rahat ve kendini iş yerine ait
hisseden hemşirelerin örgütsel bağlılık düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Örgütsel sinizm ölçek
toplamıyla duygusal ve devam bağlılığı alt ölçek boyutları arasında negatif, normatif bağlılıkla olumlu
yönde zayıf bir ilişki saptanmıştır.
Aim: This research was conducted to determine the relationship between organizational cynicism
and organizational commitment of the nurses
Method: This study was conducted in a descriptive -correlational design. “Personal Information
Form, Organizational Cynicism Scale (OCS) and Organizational Commitment Questionnaire (OCQ)”
were used as the data collection tools. The research was conducted by the researcher by applying
a questionnaire to 280 nurses working in state hospitals. Data were analysed using SPSS 23.0
package program, independent Student’s t-test, One-Way ANOVA, Mann- Whitney U, Kruskal-
Wallis, Pearson and Spearman correlation tests.
Results: It was determined that there was a significant difference as a result of the comparisons
made with the variables of nurses’ feeling comfortable in their workplaces, the unit in which they
were working and their feeling of belonging to their workplace (p<,05). The mean total score of
the Organizational Cynicism scale was 37.98±10.71, and the Organizational Commitment scale
was 52.60±8.40. A relationship was determined between the organizational cynicism scale total
score and affective, continuance and normative commitment subdimensiions in the organizational
commitment scale.
Conclusion: The results of the study revealed that nurses who were feeling comfortable in their
workplaces and had feeling of belonging to their workplaces had lower levels of organizational
cynicism, while nurses who were working in the intensive care units had higher levels of organizational
cynicism. The organizational commitment levels of the nurses working in the operating room, feeling
comfortable in their workplaces, and feeling of belonging to their workplaces were relatively higher.
A negative relationship was found between the organizational cynicism scale total score and affective
and continuance commitment subscales. On the other hand, a weak positive relationship was found
between the organizational cynicism scale total score and normative commitment.

7.
Hemşirelik Öğrencilerinin Liderlik Yönelimleri ile Öğrenme Biçimleri Arasındaki İlişki
The Relationship Between Leadership Orientations and Learning Styles of Nursing Students
Simge Çoşkun, Sevda Arslan
doi: 10.5222/SHYD.2021.48378  Sayfalar 160 - 170
Amaç: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin liderlik yönelimleri ile öğrenme biçimleri
arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipte yapılmıştır. Veriler bir üniversitenin
hemşirelik bölümünde öğrenim gören ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan 140 öğrenciden elde
edilmiştir. Verilerin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu, Liderlik Yönelimleri Ölçeği ve Kolb’un
Öğrenme Biçimleri Envanteri” kullanılmıştır. Veriler sayı, yüzde, ortalama ve standart sapma
gibi tanımlayıcı istatistikler ve Pearson korelasyon testleri ile analiz edilmiştir.
Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin insana yönelik liderlik boyutu özelliklerinin en fazla,
dönüşümsel liderlik boyutu özelliklerinin ise en az sergilenen liderlik davranışları olduğu
saptanmıştır. Öğrencilerin çoğunun değiştiren (%38,6) ve özümseyen (%26,4) tip öğrenme
biçimine sahip olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin liderlik yönelimleri ve öğrenme biçimleri
arasında olumlu, anlamlı ve orta düzeyde bir ilişki olduğu görülmüştür (r>0,30, p<0,01).
Sonuç: Bulgular, hemşirelik öğrencilerini geleceğin liderleri olarak hazırlamak için hemşirelik
eğitim programlarının düzenlenmesinde öğrencilerin öğrenme biçimlerinin belirlenmesinin ve
tüm öğrenme biçimlerinin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir.
Aim: This research was conducted to determine the relationship between leadership
orientations and learning styles of nursing students.
Method: The study was a descriptive, and correlational research. The data were obtained from
140 students in the nursing department of an university who were volunteered to participate in
the study. Personal Information Form, Leadership Orientation Scale and Kolb’s Learning Styles
Inventory were used to collect data. The data were analyzed using descriptive statistics involving
numerical values, percentages, mean and standard deviation, and Pearson correlation tests.
Results: The nursing students obtained the highest scores in the human resources leadership
and the lowest scores in the political leadership domain. It was determined that most of the
students had diverger (38.6%) and assimilator (26.4%) type learning styles. A positive,
significant and moderate relationship between students’ leadership orientations and learning
styles was determined (r> 0.30, p <0.01).
Conclusion: Results indicate that in order to prepare nursing students as leaders of the future,
during arrangement of nursing training programs all learning styles including the learning styles
of students have to be taken into account.

8.
Hemşireler ile Hastalar Arasındaki İletişim Sorunları ve Beklentiler: Nitel Bir Araştırma
Communication Problems and Expectations Between Nurses and Patients: A Qualitative Study
Esma Gökçe, Meral Atıcı, Sevban Arslan
doi: 10.5222/SHYD.2021.79206  Sayfalar 171 - 180
Amaç: Bu araştırmanın amacı, hemşireler ile hastaların iletişim biçimlerini, sorunlarını ve
beklentilerini belirlemektir.
Yöntem: Araştırma, nitel araştırma yöntemi kapsamında ve durum çalışması deseni
kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, gözlem ve yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi
kullanılmıştır. Bu kapsamda, Aralık 2019 tarihinde bir üniversite hastanesi kliniğinde çalışmakta
olan beş hemşire ve yatmakta olan beş hasta ile görüşme ve gözlem yapılmıştır. Gözlem ve
görüşmelerden elde edilen nitel verilerin analizinde, içerik analizi yöntemi kullanılarak temalar
oluşturulmuştur.
Bulgular: Araştırma, tanıtıcı özelliklerle birlikte yarı yapılandırılmış görüşmelere ve gözlemlere
ilişkin bulgular şeklinde sunulmuştur. Görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular; iki ana tema,
üç alt tema ve her bir alt temanın altında ise kodları yer alacak şekilde incelenmiştir.
Sonuç: Araştırma sonucunda daha iyi bir iletişim kurmak için karşılıklı empatinin kurulması,
eğitim düzeyinin arttırılması, hasta yakınmalarının dikkate alınması, kurumların teknolojik
donanımlarını geliştirerek çalışan sayısını arttırması, güven ortamı oluşturularak eşgüdüm
ortamının sağlanması, hemşirelerin işlerini severek yapması, terapötik iletişim becerisi
kazandırılması ve özellikle tıbbi terimlerin anlaşılır bir biçimde açıklanması gibi önemli bulgular
elde edilmiştir.
Aim: The aim of this research is to determine the ways of communication between nurses and
patients, the relevant problems, and expectations.
Method: The research was carried out within the scope of qualitative research model and
using the case study design. Observation and semi-structured interview methods were used in
the study. In this context, interviews and observations were made with five nurses working in a
university hospital clinic and five inpatients in December 2019. In the analysis of qualitative data
obtained from observations and interviews, themes were created using the content analysis
method.
Results: The research was presented as findings on semi-structured interviews and
observations together with introductory features. Findings obtained as a result of the interviews
were analyzed as two main themes, three subthemes and codes under each subtheme.
Conclusion: To establish a better communication as a result of the research; significant
findings were obtained related to the issues of establishing mutual empathy, increasing the
level of education, taking patient complaints seriously, increasing the number of employees
by improving the technological equipment of institutions, ensuring coordination by creating an
atmosphere of trust, nurses’ doing their job lovingly, gaining therapeutic communication skills,
and especially explaining medical terms in a comprehensible manner.

9.
Yönetici Hemşirelerde İş Stresi, Yönetici Olarak Çalışma Memnuniyeti ve Kurumdan Ayrılma Niyeti
Job Stress in Mananger Nurses, Satisfaction with Working as Managers and Intention to Leave
Ali Özkan, Filiz Kantek
doi: 10.5222/SHYD.2021.58070  Sayfalar 181 - 191
Amaç: Bu çalışma, yönetici hemşirelerin iş stresi, çalışma memnuniyetleri ile kurumdan ayrılma
niyetlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı olarak planlanan bu çalışma Haziran-Temmuz 2019 tarihleri arasında
bir il merkezindeki farklı altı hastanede görev yapan 100 yönetici hemşirenin katılımıyla
gerçekleştirilmiştir. Veriler “Kişisel Bilgi Formu ve Algılanan İş Stres Düzeyi Ölçeği” kullanılarak
toplanmıştır. Verilerin analizinde ‘‘SPSS 20.0’’ istatistik paket programı kullanılmıştır. Verilerinin
değerlendirilmesinde sayı, yüzde, Man Whitney-U, Kruskal Wallis, Cronbach alfa katsayısı
analiz yöntemleri kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya katılan yönetici hemşirelerin iş stres düzeyi puan ortalaması 2,40±0,51
olarak bulunmuştur. Yönetici hemşirelerin %48’nin yönetici hemşire olarak çalışmaktan memnun
olduğu ve %72’sinin kurumdan ayrılma niyetinde olmadığı saptanmıştır. Yönetici hemşire olarak
çalışmaktan memnun olma durumu ve kurumdan ayırılma niyetine göre yönetici hemşirelerin iş
stres düzeyinin farklılaştığı belirlenmiştir (p<.005).
Sonuç: Yönetici hemşirelerin iş stres düzeylerinin, sağlık ve verimlilik bakımından en uygun
stres düzeyi olan “D” grubunda olduğu, kurumdan ayrılma niyeti olan ve yönetici hemşire olarak
çalışmaktan memnun olmayanların iş stresinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Aim: This study was carried out to examine the job stress, job satisfaction and intention to leave
the institution of the manager nurses.
Method: This descriptive study was carried out with the participation of 100 manager nurses
working in six different hospitals in a city center between June and July 2019. Data were collected
using the Personal Information Form and the Perceived Job Stress Level Scale. “SPSS 20.0”
statistical package program was used in the analysis of the data. Number, Percentage, Man
Whitney-U, Kruskal Wallis, Cronbach Alpha Coefficient analysis methods were used in the
evaluation of the data.
Results: The mean job stress level score of the manager nurses participating in the study
was found to be 2.40±0.51. It was determined that 48% of the manager nurses were satisfied
with working as executive nurses and 72% of them did not consider leaving the institution. It
was determined that the job stress levels of the manager nurses differed according to their
satisfaction with working as a manager nurse and their intention to leave the institution (p<.005).
Conclusion: It was found that the job stress levels of manager nurses were the most favorable
stress level in terms of “D” group health and productivity, and those who had the intention of
leaving the institution and who were not satisfied with working as manager nurses had higher
job stress.

10.
Hemşirelerin Profesyonel Değerlerinin Belirlenmesi
Determining the Professional Values of Nurses
Ömer Uslu, Mehtap Kizilkaya
doi: 10.5222/SHYD.2021.28290  Sayfalar 192 - 202
Amaç: Bu çalışmanın amacı, hemşirelerin profesyonel değerlerini belirlemektir.
Yöntem: Araştırma, İstanbul ilinde bulunan Sağlık Bakanlığına bağlı bir eğitim ve araştırma
hastanesinde görev yapan 257 hemşire ile gerçekleştirilmiştir. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte
yapılan çalışmanın verileri tanıtıcı bilgi formu ve “Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği”
ile toplanmış ve elde edilen veriler SPSS 21.0 programı ile değerlendirilmiştir. Toplanan veriler;
yüzde, ortalama, bağımsız gruplarda t testi ve Kruskal-Wallis testi ile analiz edilmiştir.
Bulgular: Katılımcıların, Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği’nden aldıkları genel puan
ortalaması 124,49±16,80’dir. Hemşirelerin cinsiyeti, eğitim düzeyleri, çalıştıkları birim, bakım
verilen hasta sayısı, bilimsel yayın izleme ve bilimsel etkinliklere katılma durumları ile ölçek
genel toplam puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p<0,05). Bilimsel
yayınları her zaman izlediğini belirten hemşirelerle, bilimsel etkinliklere her zaman katıldığını
belirten hemşirelerin profesyonel değerlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Sonuç: Hemşirelerin profesyonel değerler açısından yüksek puana sahip oldukları ancak hem
eğitim sürecinde hem de mezuniyet sonrası profesyonel değerler, bilimsel yayın okuma ve
bilimsel etkinliklere katılım gibi konularda desteklenmelerinin önemli olduğu belirtilebilir.
Aim: The aim of this study is to determine the professional values of nurses.
Method: The research was carried out with 257 nurses working in a Training and Research
hospital affiliated to the Ministry of Health in Istanbul province. Data of the descriptive and
cross-sectional study were collected with the socio-demographic data form and the Nurses’
Professional Values Scale, and evaluated with the SPSS 21.0 program. Percentage, mean,
independent groups t-test and Kruskal-Wallis test were used to analyze the collected data.
Results: The general point average of the participating nurses on the Nurses’ Professional
Values Scale was 124.49 ± 16.80. A statistically significant difference was found between the
nurses ‘gender, education levels, the unit they work in, the number of patients being cared for,
the status of following scientific publications, participating in scientific activities and the overall
score of the Nurses’ Professional Values Scale (p <0.05). Nurses who stated that they always
followed scientific publications and indicated that they always participated in scientific activities
had higher professional values.
Conclusion: It can be stated that nurses have higher scores in terms of professional values,
but there is a need for institutional support both in the education process, in maintaining
professional values after graduation, in keeping up with scientific publications and participating
in scientific activities.
Keywords: Profession, pr

11.
Üniversite Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Çalışma Ortamını Değerlendirmesi
Evaluation of the Working Environment of the Nurses Working in a University Hospital
Handan Alan, Şehrinaz Polat, Hanife Tiryaki Şen, Tuğba Öztürk Yıldırım
doi: 10.5222/SHYD.2021.92905  Sayfalar 203 - 213
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çalışma ortamına ilişkin algılarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı nitelikte olan bu araştırmanın evrenini bir üniversite hastanesinde çalışan 853 hemşire oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemine ise araştırmaya katılmayı kabul eden 598 hemşire dahil edilmiştir. Araştırmaya katılım oranı %70.10’dur. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Hemşirelik İş İndeksi-Hemşirelik Çalışma Ortamını Değerlendirme Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, bağımsız değişkenler arasındaki farkı değerlendirmek amacıyla tek yönlü ANOVA, Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri ayrıca farkın hangi gruptan kaynaklandığını belirlemek amacıyla Tukey HSD testi ve Benferonni Düzeltmeli Mann Whitney U testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışma ortamı ölçeği puan ortalaması 2,56±0,57olarak bulunmuştur. Hemşirelerin çalışma ortamı algısını hemşirelerin yaşı, medeni durumu, eğitim düzeyi, kurumda çalışma süresi, mesleki deneyim süresi, pozisyon ve çalışılan birimin etkilediği belirlenmiştir.


TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmada, hemşirelerin çalışma ortamını orta düzeyde değerlendirdikleri bulunmuştur. Hemşirelerin çalışma ortamı algısını: yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, kurumda çalışma süresi, mesleki deneyim süresi, yönetim görevi durumu ve çalışılan birimin etkilediği belirlenmiştir.

INTRODUCTION: This study was carried out to determine the perceptions of nurses working in a university hospital about the working environment.
METHODS: The universe of this descriptive study consists of 853 nurses working in a university hospital. The sample of the study was included 598 nurses who agreed to participate in the study. The rate of participation in the research is 70.10%. The data were collected with the Personal Information Form, Nursing Work Index-The Practice Work Environment Scale. In the evaluation of the data, one-way ANOVA, Mann Whitney U and Kruskal Wallis tests were used to evaluate the difference between frequency, arithmetic mean, standard deviation, independent variables, and Tukey HSD test and Benferonni Corrected Mann Whitney U test were used to determine which group the difference originated from.
RESULTS: Nursing Work Index-The Practice Work Environment Scale mean score was found to be 2.56 ± 0.57. It was determined that the nurses 'perception of the working environment was influenced by the nurses' age, marital status, education level, duration of work in the institution, duration of professional experience, position and the unit they work in.
DISCUSSION AND CONCLUSION: IIn this study, it was found that nurses evaluated the working environment at a intermediate. It was determined that the nurses' perception of the working environment: was influenced by age, marital status, education level, working time in the institution, professional experience duration, management duty status and the unit they work in.

12.
Farklı Kuşak Hemşirelerin Mesleki Bağlılıkları
Professional Commitment of Different Generations of Nurses
Kübra Gökalp
doi: 10.5222/SHYD.2021.91069  Sayfalar 214 - 220
Amaç: Bu araştırmanın amacı, farklı kuşak hemşirelerin mesleğe bağlılıklarının belirlenmesidir.
Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel ve karşılaştırmalı tasarımda yapılan bu araştırma, Mayıs-
Haziran 2019 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusunda bir ilde yürütülmüştür. Araştırma bir
üniversite hastanesinde çalışan ve kullanılabilir veri elde edilen 291 hemşire ile yapılmıştır.
Araştırma verilerini toplamak için “Kişisel Bilgi Formu ve Hemşirelikte Mesleğe Bağlılık Ölçeği”
kullanılmıştır.
Bulgular: Hemşirelerin “Mesleki Bağlılık Ölçeği” puan ortalamasının 76,08±12,94 olduğu
saptanmıştır. X kuşağı hemşirelerin puan ortalamasının 78,65±12,32, Y kuşağının 75,35±13,18
ve Z kuşağının ise 76,27±12,92 olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet ile eğitim değişkenin bir arada
ölçek toplam puanı üzerinde %3 oranında etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Kuşak, cinsiyet ve
eğitim değişkenlerinin de bir arada ölçek toplam puanı üzerinde %2,2 anlamlı bir etkiye sahip
olduğu belirlenmiştir.
Sonuç: Hemşirelerin mesleki bağlılıklarının ortalanın üstünde olduğu, mesleki bağlılıkları
en yüksek hemşire grubunun X kuşağı olduğu saptanmıştır. Kuşak, cinsiyet ve eğitim
değişkenlerinin ayrı ayrı mesleki bağlılığı anlamlı etkilemediği; birlikte mesleki bağlılığı
etkiledikleri saptanmıştır.
Aim: The aim of this study was to determine the professional commitment of nurses belonging
to different generations.
Method: This study with a descriptive, comparative and cross-sectional design was conducted
from May to June 2019 in a province in eastern Turkey. The research was carried out with 291
nurses working in a university hospital with usable data. “Personal Information Form and
Nursing Professional Commitment Scale” were used.
Results: The mean score of the Nursing Professional Commitment Scale was found to be
76.08 ± 12.94. The mean scores of the nurses in the X ( 78.65 ± 12.32), Y ( 75.35 ± 13.18) and
Z ( 76.27 ± 12.92) generations were as indicated. The combination of gender and education
variables had a 3% effect on the total score of the Nursing Professional Commitment Scale.
Generation, gender and education variables in combination have been determined to have
a significant effect of 2.2% on the total score of the Nursing Professional Commitment Scale.
Conclusion: It was found that the nurses’ professional commitment was above the average
level and the nurses group with the highest professional commitment belonged to the X
generation. Generation, gender and education variables did not significantly affect professional
commitment separately; but they were found to affect professional commitment when used in
combination.

13.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde Çalışan Hemşire ve Ebelerin Tıbbi Hatalarda Hukuki Sorumluluklara Yönelik Bilgi ve Tutumlarının İncelenmesi
Analysis of the Knowledge and Attitudes of Nurses and Midwives Working in Obstetrics and Gynecology Clinics towards Legal Responsibilities in Medical Errors
Şeyma Hızarcı, Sümeyye Bakır, Oya Kavlak
doi: 10.5222/SHYD.2021.64935  Sayfalar 221 - 231
Amaç: Kadın doğum kliniklerinde çalışan hemşire ve ebelerin tıbbi hatalarda hukuki sorumluluklara
ilişkin bilgi ve tutumlarının belirlenmesidir.
Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırmaya bir üniversite hastanesinin kadın sağlığı ve hastalıkları
kliniğinde çalışan 42 hemşire ve 67 ebe olmak üzere 109 kişi katılmıştır. Veriler ‘’Kişisel
Bilgi Formu’’, ‘’Hemşire ve Ebelerin Tıbbi Hatalarda Hukuki Sorumluluğa İlişkin Bilgi Formu’’ ve
‘’Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği’’ ile toplanmıştır. İstatiksel analizde yüzde, ortalama ve standart
sapma, ki-kare analizi ve bağımsız t testi kullanılmıştır.
Bulgular: Hemşire ve ebelerin tıbbi hata yapma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir fark olduğu saptanmıştır (p<0,.05). Tıbbi hatalara ilişkin meslek hukuku konusunda özel ve
kamu hastanelerinin mevzuat farklılığı, tıbbı hata davalarında sorumluluk ve ceza konularında
ve davaların görüldüğü mahkemeler konusunda bilgi eksikliği olduğu belirlenmiştir. Çalışmaya
katılan hemşire ve ebelerin tıbbi hatalarda tutum ölçeği toplam puanı 3,.60±0,.38 olarak bulunmuştur.
Mesleği ile ilgili hukuki eğitim alan hemşire ve ebelerin almayanlara göre tıbbi hata
tutumu daha olumlu olarak bulunmuştur (p<0,.05).
Sonuç: Hemşire ve ebelerin tıbbi hatalara ilişkin tutumunun olumlu olduğu ve tutumlarının mesleği
ile ilgili hukuku eğitimi alma durumundan etkilendiği saptanmıştır.
Aim: To determine the knowledge and attitudes of nurses and midwives working in obstetrics
clinics regarding legal responsibilities in medical errors.
Method: This descriptive study was performed with 42 nurses and 67 midwiwes working in the
Obstterics, and Gynecology Clinic of a University Hospital. The data were obtained by using an
Individual questionnaire, Information Form of Nurses and Midwives Regarding Legal Liability in
Medical Errors and the Scale of Attitudes towards Medical Errors.
Results: A statistically significant difference was found between nurses and midwives in terms
of medical malpractice (p<0.05). It was determined that there were information deficiency
about the differences in the legislation of private and public hospitals on the occupational law
regarding medical errors, the liability and penalty in cases of malpractice and the courts where
the cases are heard. The average score on the Scale of Attitude Towards Medical Errors was
found 3.60±0.38. Attitudes of nurses and midwives who received legal education related to their
profession were found be more positive than those who did not take (p<0.05).
Conclusion: It was found that nurses and midwives had favourable attitudes towards medical
errors,and their attitudes were positively effected by their medicolegal training they received.

14.
Hemşirelerin Yabancı Uyruklu Hasta Bakımına Yönelik Görüşlerinin İncelenmesi
Investigation of Nurses' Opinions on Foreign Nationality Patient Care
Seher Yurt, Sevim Şen
doi: 10.5222/SHYD.2021.72677  Sayfalar 232 - 241
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma hemşirelerin yabancı uyruklu hastalara yönelik mesleki ve kurumsal hazırlık durumlarını incelenmesi, bakımı ile ilgili yaşadıkları güçlüklerin tanımlanması amacıyla planlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı olarak planlanan çalışma, İstanbul'da iki özel hastanede yürütülmüştür. Araştırmaya gönüllü 180 hemşire katılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan Bilgi Formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde ve ki kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Hemşirelerin büyük bir bölümünün %62.8’inin yabancı dilinin yetersiz olduğu, %67.2’si yabancı uyruklu hastaların hemşirelik bakım uygulamalarını olumsuz yönde etkilediği, lisans mezunu hemşirelerin, yabancı dil bilenlerin ve beş yıldan az çalışanların yabancı uyruklu hasta bakımında daha az zorlandıkları belirlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmanın sonuçlarında, hasta ve hasta yakını ile iletişim kuramadıkları, bu nedenle hastadan veri toplama sürecinin olumsuz etkilendiği ve diğer süreçlere etki ettiği ortaya konmuştur. Bu nedenle öğrenim sürecinde okulların öğrencilere, uygulamada ise kurumların ve yönetici hemşirelerin, hemşirelere destekleyici ortam sağlaması, sürekli eğitim kaynakları oluşturması, bakım prosedürleri ve iletişim kaynakları sağlayarak rehberlik etmesi önerilir.
INTRODUCTION: This research has been planned to examine the professional and institutional preparations of nurses for foreign patients, and to identify the difficulties they experience regarding their care.
METHODS: The descriptive study was carried out in two private hospitals in Istanbul. 180 volunteer nurses participated in the study. The data were collected using the Information Form created by the researchers. Frequency, percentage and chi square test were used in the analysis of the data.
RESULTS: It has been determined that 62.8% of the nurses’ foreign language is insufficient, 67.2% of foreign students negatively affect nursing care practices, undergraduate graduates nurses, those who know a foreign language and those who work less than five years have less difficulty in the care of foreign students.
DISCUSSION AND CONCLUSION: It was demonstrated that they were unable to communicate with the patient and their relatives, therefore the data collection process from the patient was negatively affected and affected other processes. For this reason, it is recommended that schools provide a supportive environment to students, in practice, and administrators and nurses to provide guidance, create continuing education resources, provide care procedures and communication resources during the learning process.

15.
Hemşire ve Ebe Adaylarının Kamu Personeli Seçme Sınavına İlişkin Görüşleri
Opinions of Nurse and Midwive Candidates on the Public Personnel Selection Examination
Nihal Aloğlu
doi: 10.5222/SHYD.2021.81488  Sayfalar 242 - 251
Amaç: Bu araştırmada, hemşire ve ebe adayı öğrencilerin Kamu Personeli Seçme Sınavı’na
ilişkin görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel özellikteki araştırmanın örneklemini 2019-2020 eğitim-öğretim
yılında, bir üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesi hemşirelik ve ebelik bölümlerinde öğrenim
gören üçüncü ve dördüncü sınıf 210 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak anket
yöntemi kullanılmıştır. Verilerin analizinde her soruya yönelik sayı, yüzde dağılımları ve aritmetik
ortalamaları alınmıştır.
Bulgular: Öğrencilerin %81,9’u kadın, %18,1’i erkek, %72,9’u hemşirelik, %27,1’i ebelik bölümünde
öğrenim görmektedir. Öğrencilerin %50,8’si Kamu Personel Seçme Sınavı’nın atamaların
adil yapılmasına yardımcı olduğunu, %63,3’ü sınavın içeriğinin alanlarıyla ilgili olmadığını,
%64,7’si bu sınava ek olarak alan bilgisi sınavı yapılmasını istediklerini belirtmiştir. Katılımcıların
%53,3’ü üniversiteden mezun olmaktan daha fazla bu sınavı düşündüklerini, %50’si sınavda
alan sorusu sorulsa bölüm derslerine daha iyi çalışacaklarını, %73,8’i bu sınav olmasaydı
başka öncelikleri olacağını dile getirmiştir.
Sonuç: Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın mesleki bilgi ve becerileri ölçen, öğrencilerin bölümleriyle
ilgili bir sınav olmadığı, alan sınavının eklenmesinin istendiği, bu sınava çalışmak için
bölüm derslerinin ihmal edildiği belirlenmiştir.
Introduction: In this research study, it is aimed to examine the opinions of nurse and midwive
candidates about the Public Personnel Selection Examination.
Method: It is a descriptive, cross-sectional study.The sample of the study consisted of a total
of 210 3rd and 4th grade students enrolled at a State University Faculty of Health Sciences
Midwifery and Nursing Departments in 2019-2020 academic year. Survey method was used
as data collection tool. In the analysis of the data, frequency, percentage distributions and
arithmetic averages were calculated for each question.
Results: Study population consisted of female (81.9%), and male (18.1%) students. Most
(72.9%) of the students enrolled in nursing and 27.1% of them in midwifery. Still, 50.8% of the
students stated that Public Personnel Selection Examination aided in fair appointment of the
candidates, and 63.3% of the students stated that the content of the exam was not related to
their field. While, 64.7% of them wanted a field knowledge exam in addition to this exam, and
53.3% of them stated that they had considered this exam to be more difficult than graduation
exam from university. Half of them stated that would have studied better in their departmental
courses if the question was asked in the Public Personnel Selection Exam, and 73.8% indicated
that they would have other priorities other than this exam.
Conclusion: It has been determined that the Public Personnel Selection Examination is not
an test that measures professional knowledge and skills, it is not related to the departments of
the students, in additon a field exam is requested, and the department courses are neglected
so as to study this test

16.
Türkiye’de Hemşirelik Lisans Programlarında Yürütülen Kalite ve Hasta Güvenliği Derslerinin İncelenmesi
Investigation of Quality and Patient Safety Courses Conducted in Undergraduate Nursing Programs in Turkey
Sevda Arslan, Gulden Basit
doi: 10.5222/SHYD.2021.97658  Sayfalar 252 - 262
Amaç: Bu çalışmada, Türkiye’deki vakıf ve devlet üniversitelerinin hemşirelik eğitimi veren
bölümlerinin lisans müfredatlarında yer alan kalite ve hasta güvenliği derslerinin özelliklerinin
incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma, Eylül-Ekim 2020 arasında yürütülmüştür.
Çalışmanın evrenini Türkiye’de devlet ve vakıf üniversitelerine bağlı 150 hemşirelik lisans
programı oluşturmuştur. Araştırmacılar tarafından oluşturulan değerlendirme formu, veri
toplama aracı olarak kullanılmıştır. Veriler, hemşirelik lisans programlarının web sayfalarından
ders içeriklerinin taranmasıyla toplanmıştır. Veriler, tanımlayıcı (sayı ve yüzde) istatistikler
kullanılarak analiz edilmiştir.
Bulgular: Çalışmada kalite veya hasta güvenliği derslerinden en az bir tanesinin üniversitelerin
hemşirelik lisans programlarının %58,66’sında olduğu belirlenmiştir. Dersleri yürüten akademik
personelin %87,92’sinin hemşirelikte yönetim uzmanlık alanı dışında bir alandan olduğu
belirlenmiştir. Derslerin içeriği incelendiğinde, konuların lisans mezunu hemşirelik öğrencisinde
bilgi, tutum ve beceri geliştirmesinde sınırlı kaldığı saptanmıştır.
Sonuç: Hemşirelik lisans müfredatlarının çoğunda kalite veya hasta güvenliğine ilişkin bir
dersin bulunduğu, ancak var olan derslerin içeriğinin hemşirelik bakımının sunulmasında kaliteli
hizmet anlayışı, hasta ve çalışan güvenliğine yönelik standartların oluşturulması açısından
yeterli olmadığı belirlenmiştir. Dersler, öğrencinin gereksinim duyduğu ve gerçek çalışma
ortamında kullanabileceği güncel konuları içermeli ve uygulamaya aktarılabilir olmalıdır.
Aim: This study aimed to determine some characteristics of quality and patient safety courses
in the undergraduate nursing curriculum of active nursing departments of the state and private
universities in Turkey.
Method: This descriptive and cross-sectional study was conducted from September-October
2020. One hundred and fifty active undergraduate nursing programs of state and private
universities in Turkey constituted the study population. The evaluation form created by the
researchers was used as a data collection tool. The data were analyzed using descriptive
statistics.
Results: It was determined that 58.66% of universities had courses on quality or patient safety
courses. However, 87.92% of the academic staff who conducted the courses had no expertise
in nursing management. It was determined that the contents of the courses had a limited value
in developing knowledge, attitudes and skills in undergraduate nursing students.
Conclusion: It was determined that most nursing undergraduate curriculum had a course on
quality or patient safety, but the contents of the existing courses failed to establish standards for
quality service and patient and employee safety in providing nursing care. The courses should
contain current issues the student needs which can be used in the actual working environment
and be transferable to the clinical practice.

17.
Validity and Reliability of The Turkish Version of The Solid Waste Management Scale in Health Institutions
Fatma Er, Derya Sever Aslan, Mehtap Alaman, Yasin Çetin, Behice Erci
doi: 10.5222/SHYD.2021.92063  Sayfalar 263 - 272
Aim: This research was conducted with the aim to determine the validity and reliability of the
Turkish version of the Solid Waste Management Scale in health institutions.
Method: The study population consisted of nurses working in two different hospitals (918
+ 939 = 1857 nurses). The samples were selected from the universe using the improbable
sampling method. The data were collected by a Personal Information Form and the Solid
Waste Management Scale in Healthcare Institutions. The data were analyzed based on
the computations of descriptive statistics including mean, standard deviation, frequencies,
percentages, Cronbach’s alpha reliability coefficient, Pearson Product Moments Correlation,
Factor Analysis, Bartlett’s Test, and Kaiser-Meyer-Olkin Test.
Results: The content validity index of the scale was found to be 0.98. The Cronbach’s alpha
reliability coefficients of the scale ranged between 0.59, and 0.73, while the item factor loads
between 0.31, and 0.94, and the item-total correlation values between 0.21, and 0.77. The
factorial structure of the scale was confirmed as a result of the Exploratory and Confirmatory
Factor Analyses.
Conclusion: The Turkish version of the Solid Waste Management Scale in Health Institutions
showed that it is a valid and reliable tool for determining the level of knowledge and attitudes of
nurses working in health institutions about solid waste management. This scale, whose validity
and reliability has been tested, can be used to determine the attitudes and knowledge levels of
nurses working in health institutions on solid waste management.

18.
Hemşirelikte İntörnlük Eğitiminin Değerlendirilmesi: Sistematik Derleme
Evaluation of Internship Training in Nursing: A Systematic Review
Ali Kaplan, Handan Alan
doi: 10.5222/SHYD.2021.94557  Sayfalar 273 - 283
Amaç: Bu araştırma, hemşirelikte klinik uygulama yöntemlerinden biri olan intörnlük eğitim
programı hakkında paydaş değerlendirmelerini içeren çalışmaların sonuçlarını değerlendirmek
amacı ile yapılmıştır.
Yöntem: Sistematik derleme olarak yürütülen çalışmada, Eylül 2019-Ağustos 2020 tarihleri
arasında Google Scholar, Dergi Park Akademik, Ulakbim ve EBSCO host veri tabanlarından
“intörn”, “intern”, “hemşire” anahtar sözcükleri kullanılarak taramalar yapılmıştır.
Bulgular: Yapılan taramalarda 1.112 çalışmaya ulaşılmış, kabul edilme ölçütlerini tam
karşılayan toplam 10 makale inceleme kapsamına alınmıştır. İncelenen makalelerin tamamı
tanımlayıcı tipte olup araştırmacılar tarafından bilimsel yazın doğrultusunda oluşturulan veri
toplama formuyla analiz yapılmıştır. Araştırmaların çoğunluğunda (%60) ilk kez uygulanan
intörnlük modeli hakkında değerlendirme amaçlanırken, birinde uygulama hakkında sorunlara
odaklanılmış, bir diğerinde ise geleneksel eğitimle-intörnlük uygulamaları karşılaştırılmıştır.
Sonuç: İncelenen tüm araştırmalarda, uygulama hakkında olumlu değerlendirmeler ve
devamlılığına ilişkin önerilerle beraber intörnlük uygulamasının yararlı katkıları olduğu
saptanmıştır. Öğrenci eğitiminin güçlendirilmesi açısından, okul-hastane iş birliğine gereksinim
duyulmakta, dolayısıyla başta yönetici hemşireler olmak üzere tüm paydaşlara önemli görevler
düşmektedir.
Aim: Purpose of this current study is to evaluate the results of studies involving shareholder
evaluations about the internship training program, one of the clinical practice models in nursing.
Method: The study was carried out as a systematic review using the keywords “intörn”, “intern”,
“hemşire” from the host databases of Google Scholar, Dergi Park Academic, Ulakbim and
EBSCO between September 2019-August 2020.
Results: In the screenings performed, 1112 studies were reached, and a total of 10 articles that
fully met the inclusion criteria were included in the review. All of the articles reviewed were in
descriptive type, and the researchers created data collection forms themselves in line with the
scientific literature. In most of the studies (60%), evaluation of the internship model applied for
the first time was aimed, one study focused on problems of the model and in another, classical
education was compared with internship practices.
Conclusion: In all the studies examined, it was determined that internship training had
beneficial contributions, together with positive assessments about the practice and suggestions
for its continuity. In terms of strengthening student education, school-hospital cooperation is
needed and therefore all shareholders, especially the nurse managers have an important role
in the organization.

DERLEME
19.
Sağlık Çalışanlarında Sanal Kaytarma Davranışları
Cyberslacking Behaviors in Healthcare Professionals
Kıymet Koç, Serap Altuntaş
doi: 10.5222/SHYD.2021.37167  Sayfalar 284 - 292
Çalışma yaşamında internetin kullanılmaya başlanması ile kurumların iletişim etkinlikleri ve
sundukları hizmetler verimli ve hızla gerçekleştirilirken, diğer yandan çalışanların interneti iş
dışında kendi özel amaçları için kullanımı gibi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum,
bilimsel yazında sanal kaytarma davranışı olarak, internetin çalışanların iş ortamındaki görevlerinden
ayrı olarak kişisel kullanımı şeklinde tanımlanmıştır. Sağlık hizmetleri verilirken sağlık
çalışanlarının göstereceği duyarlılık ve dikkat insan sağlığını doğrudan etkilediğinden, sağlık
çalışanlarının özellikle hastaların bütün gün bakımlarını sürdüren hemşirelerin sanal kaytarma
davranışı üzerinde durulması gereken konulardandır. Sağlık sektöründe sanal kaytarma davranışını
araştıran çalışma oldukça az sayıda olup yapılan bu çalışmayla, sağlık çalışanlarında
sanal kaytarma davranışının durumu hakkında bilgi veren çalışmaların sonuçları derlenmiştir.
Together with the use of the internet in working life, the communication activities of organizations
and the services they provide have become more productive and faster. However, problems
such as the use of the internet by employees for their special purposes outside work have also
emerged. This condition is defined as cyberslacking behavior in the literature, which indicates
personal use of the internet by employees outside their tasks in the workplace environment.
Since the sensitivity and attention to be showed by medical personnel will directly affect human
health when providing healthcare services, it is necessary to put emphasis on cyberslacking
behavior of healthcare professionals, especially nurses who maintain the care of patients full
time. Studies investigating cyberslacking behavior in health sector are not adequate in number.
This study has compiled the results of studies giving information about cyberslacking behavior
in healthcare professionals.



 

LookUs & Online Makale