ANASAYFA | DERNEK  | ENGLISH
Journal of Health and Nursing Management: 3 (3)
Cilt: 3  Sayı: 3 - 2016
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
İçindekiler
Contents

Sayfa II

ARAŞTIRMA MAKALESI
3.
Farklı Kuşaklardaki Hemşirelerin İşten Ve Meslekten Ayrılma Niyetleri İle Örgütsel Ve Mesleki Bağlılıklarının İncelenmesi.
A Survey On The Intention Of The Nurses’ Of Different Generations To Leave Their Job And Profession And Their Organizational And Professional Commitment
Semra Mert Haydari, Gülseren Kocaman, Merlinda Aluş Tokat
doi: 10.5222/SHYD.2016.119  Sayfalar 119 - 131
GİRİŞ ve AMAÇ: Hemşirelerin, işten ve meslekten ayrılmalarını önlemek için, işe ve mesleğe karşı tutumlarının belirlenmesine gereksinim vardır.
Bu çalışmanın amacı, farklı kuşaklardaki hemşirelerin işten ve meslekten ayrılma niyetleri ile örgütsel ve mesleki bağlılıklarının incelenmesidir.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı türdeki araştırmanın örneklemine, bir üniversite ve iki kamu hastaneleri birliği hastanesinde çalışan X Kuşağı (1965–1980) ve Y Kuşağı (1981–2000) hemşirelerden araştırmaya katılmayı kabul eden 790 katılımcı alınmıştır. Veriler, işten ve meslekten ayrılma niyetine ilişkin soruları da içeren Sosyo-Demografik Özellikler formu ile Türkçeye uyarlamaları yapılan “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” ve “Mesleki Bağlılık Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistikler ki-kare ve t testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Hemşirelerin %57,6’sının halen çalıştıkları işten, %55,9’unun mesleklerinden yüksek ayrılma niyetlerinin olduğu saptamıştır. Y Kuşağı hemşirelerinin işten ve meslekten ayrılma niyeti X Kuşağı’ndan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hemşirelerin örgütsel ve mesleki bağlılık düzeylerinin düşük-orta düzeyde olduğu gösterilmiştir. X Kuşağının, örgütsel bağlılığın duygusal, normatif ve devam bağlılığı boyutları ile mesleki devam bağlılığı boyutlarından aldıkları puanlar Y Kuşağından anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşirelerin meslekte ve işte kalmalarını sağlayacak stratejiler ile örgütsel ve mesleki bağlılıklarının arttırılması için yapılacak girişimlerin belirlenmesinde kuşak özelliklerinin dikkate alınması önerilmektedir.
INTRODUCTION: For preventing nurses leaving the job and profession, there is a need to determine their attitudes towards job and profession.
To analyze the intention of the nurses’ to leave their job and profession as well as their commitment to the organization and the profession across generations.

METHODS: The 790 nurses from a university and two public hospitals who represented X and Y generations participated. The data was collected with the Socio-Demographic form, Organizational and Professional Commitment Scales. For data analysis chi-square and t test were used.
RESULTS: The 57.6% of nurses had a high intention to leave their jobs and 55.9% to leave their profession. Compared to the X Generation, the intention of the Y Generation nurses to leave their job and profession was found significantly higher. The results reveal that nurses perceive organizational and professional commitment at a low to moderate level. Compared to Y, the X Generation received for the affective, normative and continuance aspects of organizational commitment and continuance professional commitment were found significantly higher.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The characteristics of different generations should be taken into consideration while determining the strategies for the nurses to remain in their jobs and professions and promoting their commitment.

4.
Hemşirelerin Tıbbi Hata Yapma Durumları ve Nedenlerine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi
Assessment of Causes And Conditions of Making A Medical Error From Viewpoint of Nurses
Fatma Er, Serap Altuntaş
doi: 10.5222/SHYD.2016.132  Sayfalar 132 - 139
GİRİŞ ve AMAÇ: Tıbbi hatalar tüm sağlık profesyonelleri açısından büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde tıbbi hatalar birçok nedenden kaynaklanmaktadır. Sağlık profesyonelleri, bu hataların belirlenebilmesi ve önlenebilmesinde önemli bir pay sahibidir. Bu araştırma, hemşirelerin tıbbi hata yapma durumlarını ve hata yapma nedenlerine yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmanın evrenini, Bingöl İl Merkezi’nde bulunan Kamu Hastaneleri’nde (Bingöl Devlet Hastanesi ve Bingöl Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi) görev yapan hemşireler (n: 277) oluşturmaktadır. Araştırmada herhangi bir örneklem seçim yöntemine gidilmeden araştırmaya katılmayı kabul eden (n: 131) tüm hemşireler çalışma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri, hemşirelerin kişisel ve mesleki özellikleri ile tıbbi hata yapma durumlarını ve nedenlerini belirlemeye yönelik sorulardan oluşan bir anket formu kullanılarak Kasım 2014-Aralık 2014 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın yapılabilmesi için hem etik kurul onayı hem de kurum izinleri alınmıştır. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 16.0 istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin çoğunun daha önceden herhangi bir tıbbi hata yapmadığı (%77,9), diğer hemşire meslektaşlarının da bir tıbbi hata yaptığını görmediklerini (%63,4) ifade ettikleri ortaya çıkmıştır. Hemşirelerin en fazla yorgunluk (%78,6), iş yükünün fazla olması (% 75,6), çalışma saatlerinin fazla ve çalışma sürelerinin uzun olması (%74,8), tecrübesizlik (%72,5), stres (%71) ve mesleki bilgi ve becerinin yetersiz olması (%69,5) gibi faktörlerin tıbbi hataya neden olduğunu belirttikleri saptanmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırmada hemşirelerin kendi ifadelerinden elde edilen sonuçlara göre hemşirelerin mesleki uygulamaları yaparken hata yapmamaya çalıştıkları ortaya çıkmıştır.

INTRODUCTION: Medical errors are an important is you for all health professionals. Nowadays medical errors have been derived various problems. Health professionals have played an important role in determination and prevention of these errors. Aim of in this study to assessment of causes and conditions of making a medical error from viewpoint of nurses.

METHODS: The population of the descriptively study includes (n: 277) nurses employed in Public Hospitals (Bingöl State Hospital and Maternity and Children Hospital) in Bingöl city center. (n: 131) Nurses who all accepted to participate were selected for this study without carrying out any sampling method. The data were collected between November – December 2014 by using a questionnaire consisting of questions to determine nurses' personal and professional characteristics and their status and causes of medical errors. Both ethics committee and organization approval have taking for research. The data were calculated by use of a SPSS 16.0.
RESULTS: It also became evident that most of the nurses did not perform any medical error before (77.9%), they did not witness any medical error by the other nurses (63.4%). Furthermore, nurses reported that major causes of medical errors were fatigue (78.6%), workload density (75.6%), over working hours and long working hours (74.8%), inexperience (72.5%), stress (71%) and inadequate professional knowledge (69.5%).
DISCUSSION AND CONCLUSION: In the study, it became evident from the nurses’ statements that nurses are attentive not to perform medical error during their professional practices.

5.
Yoğun Bakım Ünitelerinde Çalışan Hemşirelerin Hemşirelik Personelinin Güçlendirilmesine İlişkin Görüşleri
Evaluation of Intensive Care Nurses’ Opinions Related to Nursing Personnel Empowerment
Tuğba Balık, Havva Öztürk
doi: 10.5222/SHYD.2016.140  Sayfalar 140 - 151
GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışma, yoğun bakım ünitelerinde çalışan hhemşirelerin güçlendirilmelerine ilişkin görüşlerinin değerlendirilmesi ve güçlendirilme algı düzeylerininin ve algı düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi belirlemesi amacı ile yürütülmüştür.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma Rize İli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nden izin alındıktan sonra bir devlet hastanesi, bir eğitim ve araştırma hastanesinin yoğun bakım ünitelerinde çalışan 109 hemşire ile gerçekleştirilmiştir. Veriler; bilgi formu, personel güçlendirme anketi ve Güçlendirme Algısı Ölçeği ile toplanmış, sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, t-testi, Mann-Withney U testi, ANOVA ve Kruskall Wallis testleri ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Yoğun bakım hemşirelerinin Güçlendirme Algı Ölçeği genel toplam puanı 3,11±0,64 dür. Alt boyutlarda ise katılım boyutu ortalama puanı 2,68±0,77, sorumluluk boyutu puanı 4,15±0,94 ve otonomi boyutu puanı 3,06±0,88 dir. Hemşirelerin %65,1’i hastane yönetimi tarafından güçlenmelerinin engellendiğini, %45,9’u kendi kendilerini güçlendirdiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca, hemşirelerin mesleki deneyimi ile sorumluluk alt boyutu, kongre vb. toplantılara katılım durumu ile katılım alt boyut puanını arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p< 0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak yoğun bakım gibi önemli bir ünitede çalışan hemşirelerin güçlendirme algı düzeyleri orta seviyede olup, yeterince güçlendirilmedikleri düşüncesine sahiptirler.
INTRODUCTION: The study was conducted to determine the concept of the personnel empowerment, which is one of the trending concepts of modern management, to evaluate intensive care nurses’ opinions on the personnel empowerment and to determine level ofthe perceptions of strengthening and factors affecting their perception levelsof strengthening.
METHODS: It was carried out 109 intensive care nurses who work at the intensive care units of a training and research hospital and a public hospital after obtaining permission from the Rize Provincial Public Hospitals Union, Office of the Secretary General. Data was collected with the information form, personnel empowerment questionnaire, and the Perception of Empowerment Scale, and was evaluated with frequencies, percentages, means, standard deviations, t-test, Mann Whitney U test, ANOVA, and Kruskall Wallis test.
RESULTS: The mean score for total Perception of Empowerment Scale was 3,11±0,64. In the subscales, mean score for participation was 2,68±0,77, mean score for responsibility was 4,15±0,94, and mean score for autonomy was 3,06±0,88. Of the nurses, 65,1% reported that the hospital management prevented them from strengthening, while 45,9% reported that they strengthened themselves. In addition, there were significant differences as statisticallyin the responsibility subscales compared to occupational experience and in the participation subscales compared to the status of participating in meetings (p< 0,05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: In conclusion, perception levels of empowerment of nurses who worked at the intensive care being an important unit, were a medium level, and nurses thought that they were not strengthened at a sufficient level.

6.
Bir Üniversite Hastanesinde Görevli Hemşirelerin Sorumlu Hemşirelerinin Liderlik Tarzlarına İlişkin Görüşleri
The Thoughts of Nurses About Leadership Status of Their Clinical Head Nurses In A University Hospital
Deniz Gür, Ülkü Baykal
doi: 10.5222/SHYD.2016.152  Sayfalar 152 - 157
GİRİŞ ve AMAÇ: Araştırma; bir üniversite hastanesinde görevli servis sorumlu hemşirelerinin kendi liderlik tarzları ile astlarının onların liderlik tarzlarına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma, tanımlayıcı ve karşılaştırmalı çalışma olarak; Haziran 2013-Ocak 2014 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin 25 biriminde görevli sorumlu hemşireler ile bunlara bağlı çalışan 225 hemşirenin örnekleme alınmasıyla gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak geçerlilik-güvenirliliği Cömert (1999) tarafından yapılan “Liderlik Yönelim Anketi” hemşireler ve sorumlular için ayrı ayrı hazırlanarak kullanılmıştır. Anketler kapalı zarf sistemiyle dağıtılıp, aynı yöntemle toplanmıştır. Verilerin analizinde Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis, Chi Square Testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Ölçeğin ilişkiye yönelik puan ortalamasının sorumlu hemşirelerde 6,71± 2,95, servis hemşirelerinde 5,68±3,13 olarak belirlenmesi, bu boyutta düşük düzeye yakın liderlik sergilendiğini göstermiştir. Göreve yönelik liderlik puan ortalamasının sorumlu hemşirelerde 11,50±2,82, servis hemşirelerinde 10,41±3,38 olarak belirlenmesi de orta düzey göreve yönelik liderlik tarzının sergilendiğini göstermiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sorumlu hemşirelerin ilişkiye yönelik liderlik tarzının düşük düzeyde, göreve yönelik liderlik tarzının orta düzeyde olduğu ve servis hemşirelerinin de yöneticilerini bu yönde algıladıkları saptanmıştır. Sorumlu hemşirelerin eğitim düzeyleri yükseldikçe ilişkiye yönelik liderlik tarzı sergilediği belirlenmiştir.
INTRODUCTION: The study was conducted in a university hospital to determine the leadership style of clinical head nurses and the opinion of service nurses about leadership style of their clinical head nurses.
METHODS: The research was carried out as a descriptive and comperative study which took place over the period June 2013-January 2014 at a university hospital with a sampling of 25 head nurses and their 225 subordinate nursing staff. “Task and People Oriented Questionnaire” wa tested its validity and reliability by Comert (1999) for managers and their subordinates was used a data collection tool. The questionnaire contained 35 questions and sucored with quinary Likert. The questionnaires were distributed in closed envelopes and collected back in the same way. The data obtained was statistically analyzed with Mann-Whiney U, Kruskal-Wallis, Chi Square tests.
RESULTS: The relationship oriented leadership average scores (6,71±2,95 for clinical head nurses and 5,68±3,13 for service nurses) indicate that results are close to the low level for relationship oriented leadership. The task oriented leadership average scores (11,50±2,82 for clinical head nurses and 10,41±3,38 for service nurses) indicate that results are middle close to the level for task oriented leadership.
DISCUSSION AND CONCLUSION: It was determined that the relationship oriented leadership style of clinical head nurses is low and the task oriented leadership style of clinical head nurses is moerate. Clinical head nurses exhibited behavior of relationship oriented leadership parallel to their education level.

7.
Hemşire İş Doyum Ölçeği’nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirliği
The Validity and Reliability of Turkish Version of Job Satisfaction Scale for Nurses
Aysun Türe Yılmaz, Aytolan Yıldırım
doi: 10.5222/SHYD.2016.158  Sayfalar 158 - 168
GİRİŞ ve AMAÇ: Hemşirelerin iş doyum düzeyi; hemşire devir hızı, hizmet verimliliği, kalite ve hasta memnuniyeti ile ilişkilidir. Bu çalışma “Hemşire İş Doyum Ölçeği’nin” (HİDÖ) geçerlilik ve güvenirlik çalışmasının yapılarak, hemşirelik literatürüne kazandırılması amacıyla planlandı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışma metodolojik niteliktedir. Araştırmanın örneklemini Eskişehir il merkezinde bulunan bir üniversite hastanesi (N=550) ile bir kamu hastanesinde (N=560) çalışan 964 hemşire oluşturdu. Araştırmanın verileri Muya ve arkadaşlarının (2014) geliştirdiği “Hemşire İş Doyum Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile toplandı. Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik aşamasında dil geçerliliği, kapsam geçerliliği, madde analizleri, iç tutarlılık ve test–tekrar test yöntemleri kullanıldı.
BULGULAR: Yapılan istatistiksel analizler sonucunda; HİDÖ’nin test- tekrar test güvenilirlik katsayısı α=0,96; korelasyon değeri r=0,973; p=0,000 olarak tespit edildi. Test tekrar test puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık saptanmadı. İç tutarlılık güvenilirliği α= 0,90 olarak belirlendi. Ölçeğin madde toplam puan korelasyon değerlerinin 0,32 ile 0,69 arasında olduğu, doğrulayıcı faktör analizi sonucunda maddelerin faktör yüklerinin 0,40 ile 0,96 arasında değiştiği ve ölçeğin 4 faktörlü yapısının kabul edilebilir bir yapıda olduğu belirlendi. HİDÖ’nin; 27 madde ve 4 alt boyuttan “İşle ilgili olumlu duygular”, “Üstlerden uygun destek”, “İşyerinde algılanan önem” ve “Keyifli çalışma ortamı” oluştuğu saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Analizler sonucunda; Hemşire İş Doyum Ölçeği’nin Türk toplumuna uygulanabilmek üzere geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu saptandı.
INTRODUCTION: The job satisfaction of nurses is related with turnover rate, productivity in service, quality and patient satisfaction. This study has been planned with the purpose of firstly testing the validity and reliability of “Job Satisfaction Scale for Nurses” and then bring it in to the nursing literature.
METHODS: This is a methodological study. The sample of the study is composed of 964 nurses working in both a university hospital (N=550) and a state hospital in Eskisehir city centre. The data have been collected through “Job Satisfaction Scale for Nurses” developed by Muya et al. (2014) and “Personal Information Form”. The scale has been tested in terms of language validity, scope validity, and internal consistency at the validity and reliability stage through test-retest method.
RESULTS: According to statistical analyses, it has been found out that JSSN’s test-retest reliability coefficient is α=0,96, correlation value r=0,973 and p=0,000. There is no significant difference between the average scores of test-retest. The reliability of internal consistency has been found as α= 0,90. It has been specified that the correlation values of total score of items are between 0,32 and 0,69; after the confirmatory factor analysis, the factor load of items are between 0,40 and 0,96, and 4-factor structure of the scale is acceptable.It has been determined that the “Job Satisfaction Scale for Nurses” has been composed of 27 items and 4 sub-dimensions which are “Positive Feelings towards the Job”, “Suitable Support from Seniors”, “Perceived Importance at the Job”, and “Pleasant Work Environment”.
DISCUSSION AND CONCLUSION: At the end of the analyses, it has been found out that the “Job Satisfaction Scale for Nurses” is a valid and reliable scale to be applied to Turkish society.

DERLEME
8.
Kaos Teorisi ve Hemşirelikte Kullanım Örneği: Bypass Cerrahisi
Chaos Theory and Example of Use in Nursing: Bypass Surgery
Menevşe Samur, Şeyda Seren İntepeler
doi: 10.5222/SHYD.2016.169  Sayfalar 169 - 173
Doğadaki olayları fizik, kimya ve matematiksel deneylerle açıklamaya çalışan ve yorumlayan kaos teorisi ilk olarak doğa bilimlerinde ortaya çıkmıştır. Sağlık sistemlerinin hasta, sağlık çalışanları, hastane ortamı açısından karmaşık olması ve ileri teknoloji gerektirmesi kaos teorisine uygulama alanı sunmaktadır. Özellikle karmaşık sistemlerdeki davranışların açıklanmasında, değişimin kaynağına inilmesinde kaos teorisi kullanılmaktadır. Hemşirelik uygulamaları karmaşık ve dinamik süreçleri içerdiğinden hemşirelik uygulamalarının planlanmasında da kullanılabilir. Bu makalenin amacı, kaos teorisini açıklayarak kullanılabilirliğini sorgulamak, tartışmak ve bir örnek üzerinden kaosu somutlaştırarak teorinin anlaşılmasını kolaylaştırmaktır.
The chaos theory is trying to explain nature events with physics, chemistry and mathematic tests and firstly emerged in the nature sciences. Health care systems are complex in terms of patients, workers, illnesses, work environments and requires high technologies and this creates the theory an application area. Chaos theory is used to root causes for change, especially in explaining the behavior of complex systems. Chaos theory can be used in the planning of nursing practice because it contains complex and dynamic processes. This article aims to explain the chaos theory by questioning the usability, to discuss and facilitate understanding of theory via an example.

9.
Ergonomik Tasarımın Sağlık Çalışanları ve Hasta Güvenliğine Etkisi
The Effects of Ergonomic Design on Health Professionals and Patient Safety
İzzet Aydemir, Gülbiye Yenimahalleli Yaşar
doi: 10.5222/SHYD.2016.174  Sayfalar 174 - 184
Sağlık kurumlarında hasta ve çalışan güvenliği, birçok faktörden etkilenmektedir. Bu faktörlerin en önemlilerinden biri çoğu zaman göz ardı edilen ergonomidir. Sistem, donanım, çevre, araç-gereçlerin insana uygun tasarlanması olarak tanımlanabilen ergonomi insan davranışları, sistem tasarımı ve güvenlik arasındaki etkileşimi anlamamızı sağlayan bir disiplin olarak ifade edilebilmektedir. Buradan hareketle çalışmanın amacı, ergonomik tasarımların hastane ortamında hasta ve çalışan güvenliğine olan olası etkilerini literatür ışığında incelemektir. Söz konusu incelemede önce ergonominin tarihsel ve kavramsal gelişimi ele alınarak ergonomik ilkelerin önemi üzerinde ayrıntılı durulmuştur. Daha sonra hastane ortamında ergonomik tasarımın ve kullanılan araç-gereçlerin hasta ve çalışan güvenliğine olan etkilerine değinilmiştir. Çalışmanın sonunda hastanelerde ergonomik müdahaleler ışığında yapılmış ulusal ve uluslararası çalışmalara yer verilerek araştırma amacının anlaşılması pekiştirilmiştir.
In health organizations, patient and professional safety are influenced by many factors. One of the most important of these factors and often ignored is ergonomic. As defined designing of system, hardware, environment, tools and equipment in accordance with human, ergonomics, can be expressed as a discipline and allows us to understand the interaction between human behavior, system design and safety. Hence, the aim of the study is to examine the potential impact of the ergonomic design on healthcare professionals and patient safety in hospital setting in the view of literature. Before examination, the historical and conceptual development of ergonomics is discussed and then, emphasized on the importance of ergonomic principles in detail. Afterwards, the impact of ergonomic design in hospital environment and the tools used on the health professionals and patient safety is addressed. At the end of the study, with the given national and international studies related to ergonomic interventions in hospitals, understanding of the research objectives have been consolidated.



 

LookUs & Online Makale