GİRİŞ ve AMAÇ: GİRİŞ ve AMAÇ: Kurumda klinik uygulama yapan öğrenci hemşirelerin klinik alanda sorun yaşayıp yaşamadıklarının belirlenmesi, yaşıyorlarsa bu sorunların nedenlerinin belirlenerek düzeltici önlemlerin alınabilmesi için gerekli faaliyetlerin planlanabilmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: YÖNTEM ve GEREÇLER: 2011, 2012 ve 2013 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde yaz döneminde klinik uygulama yapan hemşirelik lisans öğrencilerine anket formu kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 657 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri bağımsız gruplarda t Testi, Kruskal-Wallis Tek Yönlü Varyans Analizi ve Mann Whitney U Testi ile değerlendirildi. Anlamlılık sınırı p<0,05 ve çift yönlü alındı. BULGULAR: Öğrencilerin %37.9’u 2012 yılında, %54’ü cerrahi kliniklerde uygulama yapmışlardır. “Hemşirelerin iş yoğunluğu, öğrenci hemşirelerin staj günlerinde öğrenciler sayesinde azalmaktadır” ifadesi en yüksek ortalamaya (4,15±0,95) sahiptir. En düşük ortalama ise, “Öğrencilerin varlığı klinikteki hemşirelerin hastaya ayırdığı zamanı kısıtlamaktadır” ifadesidir (1,72±1,06). TARTIŞMA ve SONUÇ: TARTIŞMA ve SONUÇ: Öğrencilerin verdiği cevaplara göre uygulamaya gelen öğrencilerin uygun sayıda olması, diğer çalışanların öğrenciler hakkında bilgilendirilmesi, daha fazla klinik tanıtım ve rehberlik sağlanması gerekmektedir.
INTRODUCTION: The purpose of this study was to determine the nurses 'and clinic nurses' clinical experience in the institution and to determine the causes of these problems and to plan the necessary actions for corrective measures. METHODS: METHODS: A questionnaire was applied to nursing undergraduate students who applied in a university hospital during the summer term between 2011, 2012 and 2013. The sample of the research consists of 657 students. T-test in independent groups, Kruskal-Wallis one way ANOVA and Mann Whitney U test was used in the study. The significance limit was p <0.05 and bi-directional. RESULTS: RESULTS: 37.9% of the students were practiced in 2012 and 54% of them were practicing in surgical clinics. "The work intensity of nurses is decreasing due to the students during internship days of student nurses" has the highest average (4,15±0,95). The lowest mean is "The presence of the students restricts the time of nurses allocate to the patient" in the clinic (1,72±1,06). DISCUSSION AND CONCLUSION: ADISCUSSION AND CONCLUSION: According to the answers given by the students, it is necessary that the students who come to apply are informed about the other employees about the students, more clinical presentation and guidance are needed.
GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışma, hemşirelerin çalışan güvenliğine ilişkin görüşleri, risk algı puanları ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma, Konya ili kent merkezinde yer alan dört hastanede, Mart-Mayıs 2014 tarihleri arasında yapıldı. Çalışmaya pediatri kliniklerinde çalışan 169 hemşire dahil edildi. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanıldı. Verilerin analizi bilgisayar ortamında sayı, yüzde, ortalama, ANOVA, Tukey HSD, t testi ile değerlendirildi. BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalamalarının 30,40±6,21 olduğu ve hemşirelerin %88,2’si çalışan güvenliği hakkında bilgi aldığı belirlendi. Hemşirelerin çalışan güvenliği alanları değerlendirildiğinde; fiziksel güvenlik alanında gürültü (%95,3), kimyasal güvenlik alanında dezenfektan maddelere maruziyet (%68,6), biyolojik güvenlik alanında kan-vücut sıvılarıyla maruziyet (%69,2), ergonomik güvenlik alanında alt ekstremitede ağrı (%90,5), psiko-sosyal güvenlik alanında yorgunluk (%93,5)’un en fazla yaşandığı saptandı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşireler en yüksek ergonomik en düşük kimyasal güvenlik alanında risk algılamaktadır.
INTRODUCTION: The study was conducted as a descriptive study to determine the nurses' views on employee safety, risk perception scores and related factors METHODS: The study was conducted between March and May 2014 in four hospitals located in the city center of Konya province. 169 nurses working in pediatric clinics were included in the study. A questionnaire prepared by the researcher was used to collect the data. The analysis of the data was evaluated by computer, number, percentage, mean, ANOVA, Tukey HSD, t test. RESULTS: It was determined that the average age of the nurses was 30.40 ± 6.21 and 88.2% of the nurses received information about working safety. When the working safety areas of nurses are evaluated; (69.3%) in the field of biosecurity, pain in the lower extremity in the area of ergonomic safety (90.3%), noises in the field of physical security (95.3%), exposure to disinfectants in the field of chemical safety (68.6% 5), and fatigue (93.5%) in the psycho-social security field was found to be the most experienced. DISCUSSION AND CONCLUSION: Nurses are perceived to be at the highest ergonomic and lowest risk of chemical safety.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma sağlık çalışanlarının kurumlarında sunulan hizmete ilişkin kalite algılarını belirlemeye yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Metodolojik tasarımda bir çalışma olup, Ankara ilinde yer alan, kalite belgesine sahip beş hastanede uygulanmıştır. Çalışmada ilk olarak 30 sağlık çalışanı ile bireysel derinlemesine görüşmeler yapılmış ve taslak ölçeğin madde havuzu oluşturulmuştur. İkinci aşamada geçerlik ve güvenirlik çalışması yapmak üzere madde havuzunun, uzman görüşüne sunularak kapsam geçerlilik analizi ve daha sonra 30 kişilik bir gruba ön uygulaması yapılmıştır. Veriler etik kurul onay ve ilgili kurumlardan izin alındıktan sonra 620 sağlık çalışanından elde edilmiş, SPSS 20 programı kullanılarak Person Korelasyon Katsayısı, Doğrulayıcı Faktör Analizi, Cronbach Alfa Katsayısı, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi ile incelenmiştir. BULGULAR: Kuramsal yapı doğrultusunda oluşturulan ölçek madde havuzu uzman görüşüne sunulmuştur. Kapsam geçerliliği için 9 uzmandan görüş alınmış, ifadelerin anlaşılırlığı için 30 kişilik gruba pilot uygulama yapılmış kapsam geçerlilik indexi (KGİ) 0,94 ve test-tekrar test puan ortalamaları t=1,76 ve p=0,088 olarak hesaplanmıştır. Güvenirlik çalışması için, toplam puan ile 70 madde arasındaki korelasyon katsayılarının r=.63 ile.94 arasında pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuş, korelasyon değeri r=.40 altında olan 7 maddenin ölçekten çıkarılmasına karar verilerek ölçek madde sayısı 70’e düşmüştür. Yapı geçerliliğinin değerlendirmek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi yapılmış, maddelerin faktör yüklerinin 0.40 ve 0.97 arasında olduğu bulunmuştur. Son olarak güvenirlik açısından, iç tutarlılık analizi olarak ölçek toplamı Cronbach Alfa katsayısı 0.94 olarak bulunmuş, alt boyut maddeleri ile alt boyut toplam puanlarının güvenirlik katsayıları α=.94 ile.78 arasında bulunmuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç: Bu çalışmada, geliştirilmiş olunan “Sağlık Çalışanları Kalite Algı Ölçeği”nin geçerli-güvenilir bir ölçek olduğu belirlenmiştir.
INTRODUCTION: This study, was carried out in order to develop and reliable measurement tool to determine the quality perceptions related to the services offered by health workers’ METHODS: Methodologically this study is in design phase, implemented in 5 hospitals which are located in Ankara and having quality certification. In this study draft item pool of scale is composed by means of interviews with 30 health workers and it is presented experts’ point of views. Content validity analysis and pre-implementation of a 30 person group is made. Validity and reliability work is made on 620 health workers sample. Datas are analized in SPSS 0.20 program. RESULTS: Scale item pool which is created in direction of theoretical structure, presented to experts' point of views. Nine experts' opinions are taken for clarity and suitability of items and content validity index (CVI) is found by 0,948. In pilot scheme, scale is tested by implementing on 30 persons. In order to test reliability of scale over time, test-repeat test analysis is used and values are calculated as t=1,76 p=0,088. For reliability study, 7 items whose total score correlation values under r=.40 are taken out and scale item number is decreased to 70. Correlation ciefficients between r=.63 and.94 are found to be meaningful. Confirmatory factor analysis is made in construct validity and factor loads of items are found between 0.40 and 0.97. In terms of reliability, total Cronbach Alfa coefficient of internal consistency analysis is found as 0.94, reliability coefficients of sub dimensions are found between α=.78and.94. DISCUSSION AND CONCLUSION: Results: In this study, improved "Quality Perception Scale of Health Workers"is identified as valid - reliable scale.
GİRİŞ ve AMAÇ: Hemşirelerin karşılaştıkları problemleri çözebilmesi ve etkili bir şekilde liderlik yapabilmeleri için çalıştıkları kurum tarafından desteklenmeleri gerekmektedir. Bu araştırma hemşirelerin algıladığı örgütsel desteğin, liderlik tarzları ve problem çözme becerilerine etkisini belirlemek amacıyla kesitsel, tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tasarımda gerçekleştirilmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma, Mart 2014-Ekim 2015 tarihlerinde bir il merkezinde yer alan 4 hastanede çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 460 hemşire ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Algılanan Örgütsel Destek Ölçeği, Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği ve Problem Çözme Envanteri kullanılarak toplanmıştır. Toplanan veriler bilgisayar ortamında istatistik paket programları ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Hemşirelerin en fazla “adalet” (X=28.57±8.79) konusunda örgütsel destek algıladıkları, “dönüşümcü liderlik tarzı”nı benimsedikleri (X=3.72±0.54) ve problemlerini çözerken de en çok “aceleci yaklaşımı” (X=30.29±4.85) tercih ettikleri saptanmıştır. Hemşirelerin algıladıkları örgütsel destek boyutları ile liderlik tarzları arasında anlamlı ilişkiler olduğu (p< 0.05), liderlik tarzları ile de problem çözme becerileri arasında çok ileri derecede anlamlı bir ilişkinin olduğu (p< 0.001) görülürken algılanan örgütsel desteğin hemşirelerin liderlik tarzları üzerinde, liderlik tarzlarının da problem çözme yaklaşımları üzerinde oldukça etkili olduğu ortaya çıkmıştır. TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırma sonucunda, algılanan örgütsel desteğin hemşirelerin liderlik tarzı üzerinde doğrudan, problem çözme becerileri üzerinde de dolaylı bir etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
INTRODUCTION: Nurses need to be supported by the institution they are working with so that they can solve the problems they face and lead effectively. This study was conducted as descriptive, cross -sectional and correlation research with the aim of determining the effect of organizational support perceived by nurses on their leadership styles and problem solving skills.
METHODS: The study was carried out between the dates of March 2014 and October 2015. The study data were collected from 460 nurses who agreed to participate in the study, working in four hospitals operating in a provincial center. The data were collected using a personal information form, the Perceived Organizational Support Scale, the Multi-factor Leadership Scale and the Problem Solving Inventory. The collected data were evaluated with statistical package programs in computer environment. RESULTS: It was determined that nurses perceive the most organizational support for justice (M=28.57±8.79), choose the transformational leadership style (M=3.72±0.54) and prefer an impetuous approach (M=30.29±4.85) when they are solving their problems. There are significant relationships between the dimensions of organizational support perceived by nurses and their leadership styles (p<0.05), and there is a strong, significant relationship between their leadership style and problem solving skills (p<0.001). It was found that perceived organizational support has an effect on the leadership style of nurses, and that their leadership styles have a profound effect on their problem solving approaches. DISCUSSION AND CONCLUSION: The study concluded that perceived organizational support affects the leadership styles of nurses, and the leadership styles affect their problem solving skills.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, cerrahi kliniklerde çalışan hemşirelerin profesyonel değerleriyle, örgütsel vatandaşlık davranışları arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma, Afyonkarahisar ilinde bulunan bir üniversite ve bir devlet hastanesinin cerrahi kliniklerinde ve ameliyathanelerinde yapılmıştır. Örneklemini, bu kurumlarda çalışan ve çalışmaya katılmayı gönüllü kabul eden 145 hemşire oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Hemşirelerin Profesyonel Değerler Ölçeği (HPDÖ) ve Örgütsel Vatandaşlık Düzeyi (ÖVD) Ölçeği kullanılmıştır. Veriler, “SPSS” istatistik paket programı yardımıyla, frekans ve yüzde dağılımı, aritmetik ortalama, Varyans analizi, t test, Pearson korelasyon analizi ve regresyon modeli ile analiz edilmiştir. BULGULAR: Hemşirelerin PDÖ’ye verdikleri puanların ortalaması 3.857±0.585 ve ÖVD’ye verdikleri puan ortalaması ise 3.451±0.581olarak belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonucunda PDÖ ve ÖVD alt boyutları arasındaki ilişkiyi gösteren katsayıların r=0.250 ve r =0.445 arasında değiştiği saptanmıştır. Hemşirelerin PDÖ tüm alt boyut puanları ile ÖVD’nin toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur. Yine hemşirelerin PDÖ ile ÖVD toplam puanları arasında da anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir (<0.05). PDÖ ile ÖVD arasındaki ilişkiye yönelik regresyon modeli incelendiğinde; PDÖ (0.442±0.074) ile ÖVD (1.748±0.290) arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (f=35.80; p=0.000). PDÖ ve ÖVD değişkenleri arasında pozitif yönlü bir ilişki (r=0.445) olduğu görülmüştür. Belirlilik (determinasyon) katsayısı (r2) 0.200 (%20) olarak hesaplanmış olup hemşirelerin ÖVD değişimlerine profesyonel değerlerinin %20 katkıda bulunduğunu ortaya koymuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşirelerin orta düzeyde bir profesyonellik değere ve örgütsel vatandaşlık düzeye sahip oldukları belirlenmiştir. Hemşirelerin profesyonel değeri artıkça orta kuvvette örgütsel vatandaşlık davranışının da arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca hemşirelerin örgütsel vatandaşlık değişimlerinin %20’sinin profesyonel değerlere bağlı olduğu görülmüştür.
INTRODUCTION: This research was planned as a descriptive study in order to determine the relationship between the professional values and organizational citizenship behaviour of nurses working in surgical clinics. METHODS: The study was conducted at the surgery clinics and operating rooms of a university and a state hospitals in the province of Afyonkarahisar. The sample of study consisted of 145 nurses.The Nurses Professional Values Scale (NPVS) and the Organizational Citizenship Level Scale (OCLS) were used as data collection tools. In data analysis, frequency and percentage distribution, arithmetic mean, variance analysis, t-test, Pearson correlation analysis and regression model were used on "SPSS" statistical software package. RESULTS: The score on the NPVS was found to be 3.857 ± 0.585 and OCLS score was found to be 3.451 ± 0.581. It was determined that the coefficients indicating the relationship between PVS and OCL subscales varied between r = 0.250 and r = 0.445. There was a statistically significant relationship between the total subscale scores on PVS and the total scores of OCLS and between the total scores of PVS and OCLS (p <0.05). According the regression model, the relationship between PVS (0.442 ± 0.074) and OCLS (1.748 ± 0.290) was found to be statistically significant (f = 35.80, p=0.000). It was seen that there was a positive relationship between PVS and OCLS variables (r = 0.445). The determination coefficient (r2) was calculated to be 0.200 (20%) which demonstrated that professional values contributed to the OCL changes by 20%. DISCUSSION AND CONCLUSION: It was determined that the nurses possessed a moderate levesl of professional values and organizational citizenship behaviour. It was concluded that as the professional values of nurses increased, the organizational citizenship behaviour of moderate level also increased. Furthermore, it was seen that 20% of the change in OCL of nurses were dependent on professional values.
İşte Varolamama, çalışanın işten çıkarılma ve benzeri kaygılarla hastalığına karşın işyerinde bulunmak istemesi olarak tanımlanmaktadır. Hemşirelik, işte varolamamanın en sık görüldüğü meslek grupları arasında sıralanmaktadır. Bu derlemede hem literatürde yakın zamanlarda ele alınmaya başlanan işte varolamama kavramını, nedenlerini ve sonuçlarını, hem de hemşirelerde ve sağlık sektöründe hangi boyutlarda etkili olduğunu açıklamak amaçlanmaktadır.
Presenteeism is defined as employee’s desire to be at workplace although having an illness, because of loss of job or other concerns. Nursing is ordered as one of the professional groups who experience presenteeism mostly. It was aimed to explain both the concept of presenteeism, its reasons and results and in which dimensions it affected nurses and health sector.
Son çalışmalar gösteriyor ki ameliyathanede hasta güvenliği sistem temelli, organizasyonel veya sağlık bakım çalışanlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı zaman zaman ihlal edilmektedir. Oysa hasta güvenliği cerrahi hemşireliğinin temel bileşenlerinden biridir. Bu çalışmada; cerrahi bakım sunulurken hasta güvenliğinin sağlanması için kurumlara rehberlik edecek düzeyde bir derleme hazırlamak amaçlandı. Multidisipliner ekibin birer üyesi olan cerrahi hemşireler tüm cerrahi süreçlerde hastanın konfor ve saygınlığını korumaktan, olası hataların önlenmesinden, hasta savunuculuğu yapmaktan, modern düzeyde sağlık bakımı sunmaktan sorumludur. Bunun için ameliyathanede çevre düzenlemesi, ekipmanın kullanıma hazır olması, aseptik tekniklerin uygulanması, medikal hataların ve istenmeyen etkili olayların önlenmesi gibi birçok uygulamada hasta güvenliğinden söz edilebilir.
Recent studies shows that patient safety in the operating room sometimes has neglected due to system based, organizational, health care working. But patient safety an essential component for perioperative nursing. The aim of this study prepared institutions for dedicated patient safety while proving health care all the perioperative processes. Perioperative nurses a member of multidisciplinary team report to preserving dignity and comfort, preventing possible mistakes, making advocacy the patient, submitting a modern health care all the perioperative processes. Therefore it may to mention of setting on environment in the operating room, equipment ready for use, to prevent medical errors and adverse events, application of aseptic teqniques and so on.
Sağlık profesyonellerinin, hastaların yaşadıkları travma ve acıya merhamet göstermeleri, hizmet verirken empati kurmaları ve hastaların yaşadıkları travmalara uzun süre maruz kalmaları merhamet yorgunluğunun yaşanmasına neden olmaktadır. Hemşirelik bakımının bedeli olarak ifade edilen merhamet yorgunluğu en ağır yaşandığı mesleklerden biri hemşireliktir. Hemşirelerde merhamet yorgunluğunun fiziksel, duygusal/ruhsal, sosyal, zihinsel ve manevi alanda birçok belirtileri ortaya çıkmaktadır. Merhamet yorgunluğu yaşayan hemşirenin bakım verme isteği, becerisi ve enerjisi azalmakta, buda tıbbi hataların artmasına, hasta memnuniyetinde azalmalara ve meslekten ayrılmalarda önemli bir neden olarak gösterilmektedir. Bu nedenle merhamet yorgunluğuna karşı yönetici hemşireler tarafından konuya gereken önemin verilmesi, merhamet yorgunluğunu önleme için acil önlemler alınması ve tedavi programlarının oluşturulması önem taşımaktadır. Bu makalede yönetici hemşirelerin farkındalığını arttırmak amacıyla, merhamet yorgunluğunun tanımı ve etkileri ile hemşirelikteki öneminin yanısıra, merhamet yorgunluğu sürecinde yönetici hemşirenin rolüne değinilmiştir.
Medical professionals’ compassion for the trauma and pain that patients experience, developing empathy and prolonged exposure to the traumas experienced by patients lead to compassion fatigue. Nursing is one of the professions experiencing severe compassion fatigue. There are a lot of psychical emotional/psychological and social symptoms of compassion fatigue among nurses. Caregiving willingness, skills and energy of nurses who experience a compassion fatigue in nurses. That is increases medical mistakes, and decrease on patient satisfaction, and leave job among nurses. for reason, nurse managers should give due importance to it, and programs for avoiding and treatment of compassion fatigue should be created. In this essay, nurse manager's role on compassion fatigue; definition, effects and importance of it on nursing care has been discussed in order to increase awareness about compassion fatigue and its effects which is experienced by nurse managers.