ANASAYFA | DERNEK  | ENGLISH
Journal of Health and Nursing Management: 3 (1)
Cilt: 3  Sayı: 1 - 2016
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
İçindekiler
Contents

Sayfa II

3.
Editörden
Editorial

Sayfa III

ARAŞTIRMA MAKALESI
4.
Yoğun Bakım Ünitelerinde Hasta Güvenliği Kültürü Oluşturma: Hemşire Gözüyle Tıbbi Hatalar
Creation of a Patient safety Culture in İntensive Care Units: Nurses' View to the Medical Errors
Nehir Somyürek, Esra Uğur
doi: 10.5222/SHYD.2016.001  Sayfalar 1 - 7
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma bir eğitim ve araştırma hastanesi yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin hasta güvenliğini tehdit eden hatalara ilişkin düşünce ve yaklaşımlarındaki farklılıkların belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı olarak yapılan çalışmanın örneklemini, dahiliye, nöroloji, çocuk hastalıkları, reanimasyon, genel cerrahi, beyin cerrahi, kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi ve yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde görev yapan 99 hemşire oluşturdu. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan anket formu ile toplandı. Elde edilen veriler SPSS 15.0 programı ile değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde ve ki-kare kullanıldı.
BULGULAR: Çalışma kapsamına alınan hemşirelerin %89,9’unun hasta güvenliği ile ilgili eğitim aldıkları, %51.5’inin tıbbi hataları hekimlerin yaptığını, düşündükleri, %59.6’sının hatalardan korunmak için kendi bilgi ve farkındalığına biraz güvendiği belirlendi. Hemşirelerin %72.7’si mesleki hayatı boyunca yoğun bakımda hasta güvenliğini tehdit eden bir olaya tanık olduğunu belirtirken, %38.7’si tanık olunan hatada durumu hastanın doktoruna bildirdiğini %81.6’sı son bir yıl içerisinde hiç olay raporu yazıp vermediklerini bildirdi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Yoğun bakımlarda hasta güvenliğini tehdit eden hataların önlenebilmesi için düzenli olarak hasta güvenliği konusunda eğitimlerin verilmesi; bu eğitimlere yalnız hemşirelerin değil tüm sağlık personelinin dahil edilmesi; hata oluştuğunda güvenle raporlanabilmesi amacıyla cezalandırıcı olmayan bir raporlama sisteminin oluşturulması ve hasta güvenliği kültürü geliştirici uygulamaların yaygınlaştırılması önerildi.
INTRODUCTION: As a descriptive study, this study was carried out among the nurses who are working in intensive care unit. Its aim is to indicate these nurses’ opinions and approaches about medical errors threatening patient safety in a training and research hospital.
METHODS: Sample of the descriptive study was formed by 99 nurses working in intensive care units (medical and surgical, cardiac surgery, cardiology, brain surgery, neonatal, and reanimation). Data were collected by data collection tool prepared by the investigators. The results were analysed with SPSS 15.0. The number of cases, percentage, and Chi-Square were used for the evaluation of the data.
RESULTS: It is indicated that 89.9% of the nurses are trained about patient safety, 51.5% of them think that medical errors frequently are performed by physicians, 59.6% of them trust their knowledge and awareness to prevent errors. 72.7% of the nurses reported that they witnessed at least one case threatening patient safety during their professional life. 38.7% of them expressed that they reported these errors to the primary physician of the patient and 81.6% of them did not complete a written report in the last year.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Providing regular education not only for nurses but also for all healthcare professionals, creating a non-punitive system for reporting errors in a safe way, and disseminating patient safety culture improving practices were recommended to prevent medical errors which threaten patient safety in intensive care units.

5.
Sağlık Yönetimi Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme, Boyun Eğici Davranışlar Ve Otonomi Düzeyleri
Health Management Students' Levels Of Critical Thinking, Submissive Behavior And Autonomy Levels
Hatice ULUSOY, Nurperihan TOSUN, Jebagı Canberk AYDIN
doi: 10.5222/SHYD.2016.008  Sayfalar 8 - 17
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma sağlık yönetimi öğrencilerinin eleştirel düşünme, boyun eğici davranışlar ve otonomi düzeylerini incelemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı olarak planlanan çalışmanın verileri Kaliforniya Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği, Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği ve Sosyotropi-Otonomi ölçeğinin otonomi alt boyutu kullanılarak toplanmıştır. Evren ve örneklemi Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümündeki tüm öğrenciler (N=230) oluşturmuştur. 18-22 Şubat 2013 tarihlerinde toplanan veriler SPSS 14 programı ile analiz edilmiş ve frekans, yüzdelikler, Anova ve Korelasyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan 219 öğrencinin yaş ortalaması 21,12 olup, %27,4’ünün annesinin okuryazar olmadığı, %47,5’inin üniversiteden önce ilçe veya köyde yaşadığı saptanmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme puan ortalaması X=213,11±21,62; boyun eğici davranışlar puan ortalaması X=36,04±8,40 ve otonomi düzeyi puan ortalaması 78,96±15,19 olarak bulunmuştur.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmada sınıf arttıkça eleştirel düşünme puan ortalamalarının arttığı (p<0,05), Dördüncü sınıfların ve kız öğrencilerin boyun eğici puan ortalamalarının daha düşük olduğu saptanmıştır (p<0,05). Öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyleri düşük, otonomi düzeyi orta düzeyin üzerinde, boyun eğici davranışları orta düzeydedir.
INTRODUCTION: The aim of this descriptive study is to identify health management students' level of critical thinking, submissive behavior and autonomy levels.
METHODS: The California Critical Thinking Disposition Inventory, Submissive Behavior Scale and Autonomy sub scale of the Sociotropy/Autonomy Scale were used for data collection. In this descriptive study, sample was consisted of all the students at the Department of Health Management (N=230). Data were collected between February 18-22, 2013. In the analysis, frequency, percentage, Anova and correlation tests were used.
RESULTS: Mean age of 219 students was 21,12. 27,4 % of their mothers were illiterate, 27,4% of their mothers were illiterate Total mean score of the CCTDI, Submissive Behavior and Autonomy were X=213,11±21,62; X=36,04±8,40 78,96±15,19 respectively.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Female students’ and 4th grade students’ level of submissive behavior were lower than the other groups (p<0,05). The level of critical thinking were found to be low, and autonomy level above the moderate and submissive behavior was moderate.

6.
Yönetici Hemşirelerin Profesyonel Değerler Algısı ve Etkileyen Faktörler
Professional Values Among Nursing Managers and Affecting Factors
Ayla Kaya, Filiz Kantek
doi: 10.5222/SHYD.2016.018  Sayfalar 18 - 25
GİRİŞ ve AMAÇ: Araştırma yönetici hemşirelerde profesyonel değerler algısını ve bunları etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu tanımlayıcı çalışma bir ilin dokuz farklı hastanesinde çalışan 216 yönetici hemşire ile yürütülmüştür. Araştırmanın verileri, Kişisel Bilgi Formu ve Hemşirelerin Profesyonel Değerler Ölçeği (HPDÖ) kullanılarak Ekim 2012 ve Ocak 2013 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri analizinde SPSS 20.0 istatistik paket programı kullanılarak, tanımlayıcı istatistikler, korelasyon ve regresyon testleri uygulanmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan yönetici hemşirelerin %94,4’ü kadın, %56’sı 31-40 yaş arasında, %57,4’ü lisans mezunu, %75,9’u evli, %56,9’u kamu hastanesi çalışanı, %85.6’sı sorumlu hemşire pozisyonundadır. Hemşirelerin %44’ü 11-20 yıl arasında mesleğini yapmakta, % 86.6’sı da 11 yıldan az süredir yönetici hemşirelik yapmaktadır. Çalışmada yönetici hemşirelerin profesyonel değerler algısı puan ortalaması 4.10±0.52 olarak bulunmuştur. Yönetici hemşirelerin profesyonel değerler algısı ile eğitim durumu grupları arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır (p<0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Yönetici hemşirelerin profesyonel değerleri oldukça önemli algıladıkları belirlendi. Ayrıca yönetici hemşirelerin eğitim düzeyi arttıkça profesyonel değerler algısının da arttığı saptandı.
INTRODUCTION: This study was planned to investigate the professional values of nursing managers and the affecting factors of them as a descriptive type.
METHODS: This descriptive study was carried out with 216 nursing managers working in nine hospitals in a city. The data were collected with a Personal Information Form and Nursing Professional Values Scale (NPVS) scales between October 2012 and January 2013. The analysis of the data was obtained by using descriptive statistical, correlation and regression analysis methods in SPSS 20.0.
RESULTS: It was reported that 94.4% of the participants were female, 56.0% of them were aged between 31-40 years old, 57.4% had a university degree, 75.9% were married, 56.9% were working in a public hospital and 85.6% were supervisor nurses. It was also noted that 44% of these participants had a professional experience of 11-20 years on average and 86.6% of all participants had a management experience of less than 11 years. NPVS total score of nursing managers was found as 4.10±18.8. It is determined that there was a positive correlation between professional values of nursing managers’ and their educational level (p<0,05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: It is determined that professional values was perceived highly important by nursing managers. Furthermore, it was found that educational level of nursing managers increased, professional values increased as well.

7.
İstanbul İli’ndeki Özel Hastanelerde Çalışan Hemşirelerin İş Tatminleri
Job Satısfactıon Of The Nurses Who Work In Prıvate Hospıtals In Istanbul Cıty
Selma Söyük, Melih Erol, Metin Ateş
doi: 10.5222/SHYD.2016.026  Sayfalar 26 - 36
GİRİŞ ve AMAÇ: İş tatmini kavramı pek çok bireysel ve örgütsel sonuca neden olduğu için tüm örgütlerde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Personelin küçük bir bölümünün bile iş tatminsizliği yaşaması işlerde olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma kapsamına İstanbul‘da bulunan JCI (Joint Commission International) Kalite Belgesi alan hastaneler alınmıştır ve çalışmayı kabul eden kurumlarda çalışan 662 hemşireye Minesota İş Tatmini Ölçeği uygulanmıştır.
BULGULAR: Çalışma sonucunda hemşirelerin, ortanın üstünde iş tatminine (=3,45±0.591) sahip oldukları görülmüştür. Ayrıca, çalışanların iş tatminlerinin sosyodemografik özelliklerine göre farklılık gösterdiği (P<0,05) belirlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışanların iş tatmini düzeyleri ortanın üzerindedir.
INTRODUCTION: Job satisfaction is a subject that needs to be place too much stress on because of its individual and organizational results in all organizations. Negative effects could be experienced in the organization if job satisfaction is not in the level of wanted in a few workers.
METHODS: The hospitals get JCI (Joint Commission International) Certificates in Istanbul were included in the study and Minnesota Job Satisfaction Scale was applied to 662 nurses working in Institution agreed to participate in the study.
RESULTS: The job satisfaction level of employees is above the middle (3,45±0.591). Statistically significant differences has been found between job satisfaction means and socio-demographic characteristics of workers.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The job satisfaction level of employees is above the middle.

DERLEME
8.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın Sağlık Sistemi ve Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkileri
The Impacts of Health Transformation Program on Healthcare Workers and Health System
Oya Çelebi Çakıroğlu, Arzu Kader Harmancı Seren
doi: 10.5222/SHYD.2016.037  Sayfalar 37 - 43
Küreselleşme olgusunun etkisi ile birlikte uluslararası örgütlerin öncülüğünde Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan birçok ülkede önemli politik değişiklikler yaşanmıştır. Bu kapsamda sağlık alanında meydana gelen makro ölçekli bir değişim olarak Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamaya konulmuştur. Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamasından Türkiye’nin sağlık sistemi ve sağlık çalışanları büyük ölçüde etkilenmiştir. Bu derlemede Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sağlık sistemini ve sağlık çalışanlarını etkilediği alanlar ele alınarak mevcut bulunan güncel durum değerlendirilmeye çalışılmıştır.
There has been significant political changes in many developing countries including Turkey as result of globalization phenomenon led by international organisations. In this regard, Health Transformation Program has been put into practice as a macro-sized change in the field of healthcare. Health Transformation Program has affected significantly both healthcare workers and health system in Turkey. In this compilation, it has been aimed to evaluate the current situation by examining the areas that healthcare workers and health system have been affected by Health Transformation Program.

9.
Sağlıkta şiddete genel bakış
A general overview of violence in healthcare
Hande Yeşilbaş
doi: 10.5222/SHYD.2016.044  Sayfalar 44 - 54
Şiddet, tüm ulusların yaşamında var olan, bütün sosyal meslekleri, yaş ve etnik grupları etkileyen çağımızın en kontrol dışı sosyal olgularından biri olarak görülmektedir. Sağlık kurumlarında görünen şiddet ise hasta, hasta yakınları ya da diğer herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan; tehdit edici söz veya davranış, fiziksel veya cinsel saldırıdan oluşan durum olarak ele alınmaktadır. Sağlık çalışanlarının şiddet olaylarıyla sık karşılaşmasıyla birlikte, sağlık hizmetlerinde şiddet günümüzde gittikçe artan bir önem kazanmakta ve sağlık personeli şiddet yönünden risk altında bulunmaktadır. Hemşireler, şiddete en çok maruz kalan sağlık çalışanlarındandır. Hemşireler, meslektaşlarının, diğer sağlık ekibi üyelerinin, hasta veya hasta yakınlarının şiddetine maruz kalmakta, fiziksel ve psikolojik zarar görmektedir.Bu makale, hemşirelerin güvenli ortamlarda yüksek motivasyonla çalışması ve sağlık kurumlarında kaliteli sağlık hizmeti sunulması için şiddetin önlenmesinin önemine dikkat çekmek amacıyla yazılmıştır.
Violence is one of the most uncontrollable social phenomena that exists in all countries, wielding an impact on all professions and vocations in society and affecting individuals of all ages and ethic groups. The violence that is seen in health institutions is discussed in terms of verbal or behavioral threats, physical or sexual assaults that place health professionals at risk and are directed at healthcare workers by patients, patients' families or any other individuals. As violent acts against healthcare workers become increasingly more common occurrences, the issue of violence in the realm of healthcare services continues to grow in significance to the extent that healthcare personnel are at constant risk of being targets of violence. Nurses are a group of healthcare workers that face the highest risk of exposure to violence. Nurses become victims of violence at the hands of their colleagues, other healthcare team members as well as patients and patients' relatives, consequently sustaining physical and psychological damages. This article was written to call attention to the importance of preventing violence in a quality healthcare setting in the context of enabling nurses to work with high motivation in safe hospital environments.



 

LookUs & Online Makale